English To Turkish
PIURI : English Turkish Redhouse
pi.u.ripi'yuri isim hintsarısı
PIVOT : English Turkish Redhouse
piv.otpîv'ıt isim mil, eksen, mihver. fiil
mil üzerine yerleştirmek.
on mil veya eksen üzerinde dönmek
PIVOTAL : English Turkish Redhouse
piv.ot.alsıfat
mile ait.
çok önemli
PIZZA : English Turkish Redhouse
piz.zapit'sı isim pizza
PKG. : English Turkish Redhouse
pkg.kısaltma package
PL. : English Turkish Redhouse
pl.kısaltma «place» plural
PLACABLE : English Turkish Redhouse
plac.a.blepläk'ıbıl, pley'kıbıl sıfat kolay yatışır, kolay affeder
PLACARD : English Turkish Redhouse
plac.ardpläk'ırd isim afiş; döviz
PLACATE : English Turkish Redhouse
pla.catepley'keyt, pläk'eyt fiil yatıştırmak, teskin etmek
PLACE : English Turkish Redhouse
placepleys isim
yer, konum, mevki.
küçük sokak veya meydan.
semt, şehir, kasaba.
ev.
koltuk, yer.
görev, vazife.
memuriyet, mevki
PLACE A BET : English Turkish Redhouse
ahse girmek
PLACE AN ORDER : English Turkish Redhouse
sipariş vermek, siparişte bulunmak
PLACE CARD : English Turkish Redhouse
davetlilerin sofradaki yerlerini gösteren kart
PLACE IN THE SUN : English Turkish Redhouse
iyi durum
PLACE OF DELIVERY : English Turkish Redhouse
ticaretteslim yeri
PLACE SOMEONE UNDER ARREST : English Turkish Redhouse
tutuklamak
PLACEMENT : English Turkish Redhouse
place.mentpleys'mınt isim koyma, yerleştirme
PLACENTA : English Turkish Redhouse
pla.cen.taplısen'tı isim, anatomi son, plasenta, etene
PLACID : English Turkish Redhouse
plac.idpläs'îd sıfat sakin, yumuşak, uysal
PLAGIARISE : English Turkish Redhouse
pla.gia.risepley'cırayz fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız plagiarize
PLAGIARISM : English Turkish Redhouse
pla.gia.rismpley'cırîzım isim aşırma, aşırmacılık
PLAGIARIST : English Turkish Redhouse
pla.gia.ristpley'cırîst isim aşırmacı
PLAGIARIZE : English Turkish Redhouse
pla.gia.rizepley'cırayz fiil çalıntı eseri kendi imzasıyla yayımlamak, aşırmak
PLAGIARY : English Turkish Redhouse
pla.gia.rypley'cıri isim aşırma, aşırmacılık
PLAGUE : English Turkish Redhouse
plaguepleyg isim
bela.
veba.
konuşma dili baş belası, dert. fiil
uğraşmak, rahatsız etmek.
eziyet vermek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani