Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CORNISH : English Turkish

adj. Cornwall ile ilgili, Kelt diline ait

CORNISH : English Turkish

n. Keltçe

CORNISHMAN : English Turkish

n. Cornwall (İngiltere) yerlisi veya burada yaşayan erkek

CORNISHWOMAN : English Turkish

n. Cornwall (İngiltere) yerlisi veya burada yaşayan kadın

CORNLOFT : English Turkish

n. tahıl ambarı

CORNMEAL : English Turkish

n. iri taneli mısır unu, mısradan öğütülmüş un; yulaf ezmesi (İngiltere İngilizcesi)

CORNOPEAN : English Turkish

n. İngiliz orgu, (Eski kullanım) kornet piston (Müzik)

CORNROW : English Turkish

n. bir çeşit saç örgüsü, kafa derisine yakın yapılmış olan sıkı saç örgüsü

CORNSTALK : English Turkish

n. mısır sapı, mısır bitkisinin sapı

CORNSTARCH : English Turkish

n. mısır nişastası

CORNU : English Turkish

n. kornu, boynuz, boynuza benzeyen parça

CORNUAL : English Turkish

adj. kornu ile ilgili, boynuz ile ilgili, boynuz şeklinde

CORNUCOPIA : English Turkish

n. boynuz biçimli kap, boynuz biçimli süsleme; bolluk, bereket, bereket simgesi sayılan meyve vb. dolu boynuz

CORNUCOPIAN : English Turkish

adj. boynuz biçimli süsleme ile ilgili, bereket boynuzuna ait veya ile ilgili (boynuz biçimli kap); bol, bereketli; boynuz biçiminde

CORNUCOPIATE : English Turkish

adj. boynuz biçimli süsleme ile ilgili, bereket boynuzuna ait veya ile ilgili (boynuz biçimli kap); bol, bereketli; boynuz biçiminde

CORNUS : English Turkish

n. kızılcık, kuzey yarıkürenin ılıman bölgelerine özgü genellikle yaprak döken uzun ömürlü küçük ağaçlar veya çalılar familyası

CORNWALL : English Turkish

n. Cornwall

CORNWALLIS : English Turkish

n. bir soyadı; Charles Cornwallis (
1805), Devrim Savaşı sırasında Britanyalı bir general (1781 yılında Yorktown'da George Washington'a teslim oldu)

CORNY : English Turkish

adj. ele geçirmek; nasırlı, tahıl, mısır; tahıl bakımından zengin; tanecikli; modası geçmiş; bayat; çok kullanılan

COROLLA : English Turkish

n. korol, taçyapraklar

COROLLARY : English Turkish

n. sonuç, doğal sonuç

COROMANDEL : English Turkish

n. Bengal Körfezi'nin batı kıyısı; Yeni Zelanda'da bir yarımada; Coromandel Yarımadası'nda (Yeni Zelanda) bir kasaba

COROMANDEL : English Turkish

n. coromandel, abanoz tahtası, mobilya için kullanılan bazı tropikal Asya ağaçların siyah ve kahverengi çizgili sert tahtası

COROMANDEL PENINSULA : English Turkish

n. Coromandel Yarımadası, Kuzey Adası'nın (Yeni Zelanda) kuzeydoğu kıyısında bulunan bir yarımada

CORONA : English Turkish

n. hale, ayla, taç şeklinde yapı; uzun puro