Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CORPOREAL PUNISHMENT : English Turkish

fiziksel ceza, bedensel ceza, dövme

CORPOREALITY : English Turkish

n. bedensellik, maddesellik

CORPOREALLY : English Turkish

adv. bedensel olarak, fiziksel olarak; maddesel bir şekilde, somut bir biçimde

CORPOREALNESS : English Turkish

n. bedensellik, bedensel olma niteliği (fiziksel, bedensel, maddesel, somut bir şekilde)

CORPOREITY : English Turkish

n. bedenen var olma, var olma, bedensel madde

CORPOSANT : English Turkish

n. korposan, Aziz Elmo’nun ateşi veya ona benzer elektriksel boşalma, hale

CORPS : English Turkish

n. heyet, topluluk, birlik; kolordu, kıta

CORPS DE BALLET : English Turkish

ale topluluğu

CORPS DIPLOMATIQUE : English Turkish

diplomatlar heyeti, diplomatik personel topluluğu, kordiplomatik

CORPS OF THE MILITARY RABBINATE : English Turkish

askeri hahamlar teşkilatı, Ortodoks Museviliğe hitap eden İsrail askeri birliği

CORPSE : English Turkish

n. ölü, ceset, kadavra

CORPSMAN : English Turkish

n. sıhhiye, eczacı, tıp asistanı (ABD Ordusu)

CORPULENCE : English Turkish

n. şişmanlık, irilik

CORPULENCY : English Turkish

n. şişmanlık, irilik

CORPULENT : English Turkish

adj. şişman, iri

CORPULENTLY : English Turkish

adv. iri bir şekilde, şişman bir şekilde, şişmanca, obez bir biçimde

CORPUS : English Turkish

n. külliyat, yazarın tüm eserlerini içeren dizi; ana kısım; yapı; sermaye; kapital

CORPUS CALLOSUM : English Turkish

korpus kallosum, (Anatomi) iki beyin yarım yuvarı (beyinde) arasını bağlama ve iletişim kurma görevi olan sinir lifleri kütlesi

CORPUS CHRISTI : English Turkish

katolik yortusu

CORPUS DELICTI : English Turkish

somut delil, kurbanın cesedi

CORPUS JURIS : English Turkish

kanun külliyatı

CORPUS LUTEUM : English Turkish

n. corpus luteum, (Jinekoloji) ovülasyondan sonra yumurtalık üzerinde oluşan ve progesteron hormonunu salgılayan sarı bezeye benzeyen kitle (kadın hamile kalmazsa kitle diğer ovülasyona kadar yok olur)

CORPUSCLE : English Turkish

n. kan yuvarı, kürecik, kan hücresi, zerre, parçacık

CORPUSCULAR : English Turkish

adj. parçacık

CORPUSCULE : English Turkish

n. kan yuvarı, kan hücresi, zerre, parçacık