English To Turkish
CORRESPONDENCE COLUMN : English Turkish
okuyucu sütunu, editöre gönderilen mektuplar dizisi, okuyucu yorumları için olan bölüm (gazetetde)
CORRESPONDENCE COURSE : English Turkish
mektupla öğretim
CORRESPONDENCE PRINCIPLE : English Turkish
karşılıklılık ilkesi, kuantum mekanik kuralları ve diğer fizik kurallarının belli koşullar altında Newton mekanik ve elektromanyetik teori kanunlarına indirgenebilir olması gerektiğini savunan ilke (Fizik)
CORRESPONDENCE SCHOOL : English Turkish
açık öğretim, mektupla öğretim okulu
CORRESPONDENT : English Turkish
n. muhabir, yazışma yapan kimse
CORRESPONDENT : English Turkish
adj. uyan, eş, yazışan, mektuplaşan
CORRESPONDING : English Turkish
adj. uyan, yerini tutan, eş, mektuplaşan, yazışan
CORRESPONDING MEMBER : English Turkish
üyeliğini yazışarak sürdüren üye
CORRESPONDINGLY : English Turkish
adv. buna bağlı olarak, uygun bir şekilde, paralel olarak
CORRIDA : English Turkish
n. boğa güreşi, boğa güreşi, matadorun ve yardımcılarının mücadele ettikleri ve genellikle boğa öldürdükleri geleneksel gösteri (İspanya, Portekiz ve Latin Amerika’da yaygın olan)
CORRIDOR : English Turkish
n. koridor, geçit, dehliz
CORRIDOR TRAIN : English Turkish
n. vagonlara geçilebilen tren
CORRIE : English Turkish
n. corrie, buzyalağı, buzul erozyonu ile oluşan bir tepe veya dağ içinde bulunan yokuş duvarları olan kap şeklindeki ve daire biçimindeki çukur (Jeoloji)
CORRIGENDA : English Turkish
n. yanlış doğru cetveli; düzeltmeler; hatalar; baskı hataları
CORRIGENDUM : English Turkish
n. yanlış, baskı hatası
CORRIGIBILITY : English Turkish
n. düzeltilebilirlik, doğru ayarlanabilme, düzeltilebilme
CORRIGIBLE : English Turkish
adj. düzeltilebilir, doğru ayarlanabilir, düzeltilebilen
CORRIGIBLY : English Turkish
adv. düzeltilebilir bir şekilde, düzeltilir bir biçimde, geliştirilebilir bir biçimde
CORRIVAL : English Turkish
n. ortak rakip, rakip; yarışmacı
CORROBORANT : English Turkish
adj. kuvvetlendiren, (ilaç ile ilgili) fiziksel güç üreten veya uyaran, kuvvetlendirilmiş, canlandırıcı
CORROBORANT : English Turkish
n. kuvvetlendirici, destekleyen veya güçlendiren bir şey
CORROBORATE : English Turkish
v. doğrulamak, onaylamak
CORROBORATING : English Turkish
adj. kuvvetlendirici, onaylayıcı, destekleyici, doğrulayan
CORROBORATING EVIDENCE : English Turkish
munzam kanıt, bir tartışmayı destekleyen kanıt, kanıtlayıcı gerçekler, destekleyici kanıtlar
CORROBORATION : English Turkish
n. doğrulama, onaylama, teyit, destekleme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani