Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CORROBORATIVE : English Turkish

adj. doğrulayıcı, onaylayan

CORROBORATIVELY : English Turkish

adv. doğrulayıcı bir şekilde, onaylayıcı bir şekilde, tasdik ederek, kanıtlayarak

CORROBORATOR : English Turkish

n. doğrulayan kimse, onaylayan kimse, yasallaştırsan kimse, kanıtlayan kimse

CORROBORATORY : English Turkish

adj. doğrulayıcı, onaylayan

CORROBOREE : English Turkish

n. bir dans festivali, geleneksel kutsal dini törenlerle dans etme ile nitelendirilen Avustralya yerlilerinin dinsel töreni; gürültülü sosyal toplantı, kargaşa

CORRODE : English Turkish

v. aşındırmak, yıpratmak, çürütmek, kemirmek, yıpranmak

CORRODED : English Turkish

adj. yenime uğramış, asit veya oksitlenme nedeniyle yavaş yavaş tahrip edilmiş

CORRODENT : English Turkish

adj. aşındırıcı, paslandırıcı

CORRODENT : English Turkish

n. aşındırıcı madde, paslandırıcı madde

CORRODER : English Turkish

n. aşındıran bir şey, sindiren bir şey; paslanmaya neden olan bir şey, korozyona neden olan bir şey

CORRODIBILITY : English Turkish

n. yenime uğrayabilirlik, aşınabilirlik, paslanabilirlik; dejenere olma eğilimi

CORRODIBLE : English Turkish

adj. aşınır, paslanmaya yatkın olan, yıpranmaya yatkın olan; dejenere olmaya yatkın olan

CORRODING CARE : English Turkish

n. yiyip bitiren endişe

CORROSION : English Turkish

n. aşındırma, korozyon, aşınma; yıpranma, paslanma, bozulma

CORROSIONAL : English Turkish

adj. aşındırmaya neden olan, korozyona neden olan, erozyon ile ilgili

CORROSIVE : English Turkish

n. aşındırıcı madde

CORROSIVE : English Turkish

adj. aşındırıcı, çürütücü, yıpratıcı

CORROSIVELY : English Turkish

adv. aşındırıcı bir şekilde, korozif bir şekilde; yıkıcı bir şekilde

CORROSIVENESS : English Turkish

n. aşındırıcılık

CORRUGATE : English Turkish

v. buruşturmak, kırıştırmak, buruşmak, kırışmak, dalgalandırmak

CORRUGATED : English Turkish

adj. dalgalı, oluklu, kıvrımlı

CORRUGATED IRON : English Turkish

oluklu saç, dalga şeklinde yapılmış olan demir veya çelik saçlar (inşaat malzemesi olarak kullanılan)

CORRUGATED PAPER : English Turkish

oluklu karton, mukavva, kutu yapmak için kullanılan sağlam sert kağıt

CORRUGATION : English Turkish

n. buruşturma, kırıştırma, kırışma, kırışık

CORRUGATOR : English Turkish

n. kırıştırıcı kas, ciltte kırışıklıklar yaratan kas