English To Turkish
COSA NOSTRA : English Turkish
cosa nostra, ABD’de suçlulardan oluşan gizli cemiyet (çoğu kez Mafya ile bağlantılı olan)
COSAQUE : English Turkish
n. kırıcı, kraker
COSE : English Turkish
v. sohbet etmek, hoşbeş etmek, dostça olan kısa konuşmaya dalmak
COSEC : English Turkish
eşkesenlik, bir üçgenin iki tarafının oranı (Trigonometri)
COSECANT : English Turkish
n. kosekant
COSEISMAL : English Turkish
n. kosismal, deprem şoku tarafından aynı anda etkilenmiş olan yerleri gösteren noktaları birleştiren çizgi
COSET : English Turkish
n. koset, bir kümenin verilen bir öğesinin verilen bir altkümenin tüm öğeleri tarafından ikiye katlanarak elde edilen daha büyük bir küme içindeki alt grup (Matematik)
COSEY : English Turkish
n. çaydanlık örtüsü, çaydanlık külahı, içindekileri sıcak tutması için çaydanlık üzerine konulan kumaş örtü
COSH : English Turkish
n. sopa, cop
COSH : English Turkish
v. coplamak
COSHER : English Turkish
v. şımartmak, el bebek gül bebek büyütmek
COSIGN : English Turkish
v. birlikte imzalamak, müşterek olarak imzalamak, müşterek imzalayan biri olarak imzalamak, bir belgeyi imzalayan başka kişiler ile birlikte imzalamak; başka bir kişinin imzasını tasdik etmek (senet veya borç gibi)
COSIGNATORY : English Turkish
n. beraber imzalayan kimse
COSIGNER : English Turkish
n. birlikte imzalayan kişi, ortaklaşa imzalayan kişi, bir belgeyi imzalayan başka kişiler ile birlikte imzalayan kimse
COSILY : English Turkish
adv. konforlu bir şekilde, rahatça; içtenlikle
COSINE : English Turkish
"Cooperation for OSI In Europe (Avrupa OSI İşbirliği)", Avrupalı araştırma kuruluşları arasındaki bağlantıyı sağlamak üzere açık iletişim ağları kullanımını arttıran Avrupa programı
COSINE : English Turkish
n. kosinüs
COSINESS : English Turkish
n. rahatlık, konfor
COSMECEUTICAL : English Turkish
n. kozmesötik, tedavi edici avantajları olan kozmetik, kozmetik ve farmasötik nitelikleri olan ürün
COSMETIC : English Turkish
adj. kozmetik, güzellik, estetik, plastik; yüzeysel
COSMETIC : English Turkish
n. makyaj malzemesi, bakım ürünü
COSMETIC CHANGE : English Turkish
estetik değişim, bir kimsenin güzelleşmek için yüz görünümünü değiştirmesi veya düzeltmesi
COSMETIC SOAP : English Turkish
kozmetik sabun, genellikle yüzde ve makyaj temizleme için kullanılan özel olarak yapılmış vücut temizleme maddesi
COSMETIC SURGERY : English Turkish
plastik cerrahi, estetik ameliyat
COSMETIC TREATMENT : English Turkish
kozmetik tedavi, bir kişinin dış görünüşünü iyileştirme amacı olan tedavi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani