Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

COTTONY : English Turkish

adj. pamuklu, pamuk, pamuk gibi, yumuşacık, ince tüylü

COTURNIX : English Turkish

n. bıldırcın ve bağlantılı türlerden oluşan familya (Biyoloji)

COTYLEDON : English Turkish

n. kotiledon, tohumdan çıkan ilk yaprak

COTYLEDONAL : English Turkish

adj. kotiledon ile ilgili, tohumdan çıkan ilk yaprak ile ilgili

COTYLEDONARY : English Turkish

adj. kotiledon ile ilgili, tohumdan çıkan ilk yaprak ile ilgili

COTYLEDONOUS : English Turkish

adj. kotiledona özgü, kotiledona ait veya ilgili (tohumdan çıkan ilk yaprak ile ilgili)

COTYLOID : English Turkish

adj. kotiloid, fincan şeklinde

COUCH : English Turkish

n. kanepe, sedir, divan; muayene sediri, in; astar boya; ayrık otu

COUCH : English Turkish

v. ifade etmek, söylemek, nakışlamak; mızrağı indirmek; kataraktı tedavi etmek; arpayı çimlenmeye bırakmak; yatmak; ininde uyumak; çömelip beklemek; pusuya yatmak

COUCH GRASS : English Turkish

n. ayrık otu

COUCH POTATO : English Turkish

sürekli televizyon izleyen kimse, televizyon bağımlısı (Argo)

COUCH-GRASS : English Turkish

n. ayrık otu, hızlı uzayan zahmetli yabani ot

COUCHANT : English Turkish

adj. yatar durumda olan, yatan

COUCHANTLY : English Turkish

adv. yatar durumda olan bir biçimde, yatarak

COUCHER : English Turkish

n. coucher, astar boya üzerine ıslak hamur kağıdı aktarmak (Kağıt yapımı)

COUCHETTE : English Turkish

n. kuşet, tren yatağı

COUGAR : English Turkish

n. puma

COUGH : English Turkish

n. öksürük, öksürme

COUGH : English Turkish

v. öksürmek, öksürür gibi ses çıkarmak

COUGH DROP : English Turkish

öksürük için damla, öksürük pastili

COUGH MIXTURE : English Turkish

n. öksürük şurubu

COUGH OUT : English Turkish

öksürerek çıkarmak

COUGH SYRUP : English Turkish

öksürük şurubu, öksürüğü dindirmek için kullanılan sıvı ilaç

COUGH UP : English Turkish

öksürerek çıkarmak, sökülmek, para vermek, zorla söylemek, zoraki anlatmak

COUGHING : English Turkish

n. öksürük, ciğerlerden ani hava atılması