English To Turkish
COUNCIL FOR HIGHER EDUCATION : English Turkish
Yükseköğretim Konsey, yükseköğretim meseleleriyle uğraşan bir İsrail kamu kurumu
COUNCIL FOR MUTUAL ECONOMIC ASSISTANCE : English Turkish
n. Comecon, karşılıklı Ekonomik Yardım Konseyi, 1949 yılında eski Sovyetler Birliği'ndeki ülkelerin ekonomik ilerlemesini sağlamak ve koordine etmek üzere kurulan bir teşkilat (teşkilat 1991 yılında dağıldı)
COUNCIL FOR THE PREVENTION OF NOISE AND POLLUTION : English Turkish
Gürültü ve Kirliliği Önleme Konseyi, çevre kalitesini yükseltmek için çalışan bir teşkilat
COUNCIL HOUSE : English Turkish
n. sosyal konut
COUNCIL OF CARDINALS : English Turkish
Kardinaller Konseyi, Papa'ya danışmanlı yapan ve onun halefini seçen üst düzey Katolik görevlileri konseyi
COUNCIL OF ECONOMIC ADVISORS : English Turkish
Ekonomik Danışmanlar Konseyi , Başkana ekonomik tavsiyeler sağlayan icracı bir kurum
COUNCIL OF EUROPE : English Turkish
Avrupa Konseyi, batı Avrupa ulusları konseyi
COUNCIL OF MINISTERS : English Turkish
n. bakanlar kurulu, kabine
COUNCIL OF RABBIS : English Turkish
Hahamlar Konseyi, çeşitli Musevi akımları hahamlarından oluşan bir haham konseyi
COUNCIL OF STATE : English Turkish
n. danıştay, devlet şurası
COUNCIL OF WAR : English Turkish
savaş meclisi, stratejiler tartışan ve belirleyen üst düzey askeri görevlilerden oluşan kurul
COUNCILLOR : English Turkish
n. meclis üyesi, kurul üyesi
COUNCILLORSHIP : English Turkish
n. kurul üyeliği, bir meclis üyesinin makamı veya görevi (konsey veya komite üyesi)
COUNCILMAN : English Turkish
n. belediye meclisi üyesi, kent konseyi üyesi
COUNCILMANIC : English Turkish
adj. belediye meclisi üyesine ilişkin, belediye meclisi üyesi ne ait veya ilgili (kent konseyi üyesi)
COUNCILOR : English Turkish
n. meclis üyesi, kurul üyesi
COUNCILWOMAN : English Turkish
n. belediye meclisi üyesi olan kadın, kent konseyi üyesi olan kadın
COUNSEL : English Turkish
n. danışman; nasihat, tavsiye, öğüt, danışma; niyet, düşünce; avukat, dava vekili, hukuk danışmanı
COUNSEL : English Turkish
v. öğüt vermek, nasihat etmek, akıl vermek
COUNSEL FOR THE DEFENSE : English Turkish
savunma avukatı, davalı avukatı
COUNSEL FOR THE PROSECUTION : English Turkish
n. iddia avukatı, iddia makamı, davacı avukatı
COUNSELABLE : English Turkish
adj. danışmaya istekli olan, tavsiye almaya istekli olan; akıllıca, zaman harcamaya değer (ayrıca counselable)
COUNSELEE : English Turkish
n. danışan, tavsiye veya öğüt alan kimse
COUNSELING : English Turkish
adj. öğüt verici, tavsiye edici
COUNSELING TEACHER : English Turkish
ehber öğretmen, rehber öğretmen, mesleği öğrencilere tavsiye vermek olan öğretmen (özellikle kariyer veya yüksek öğrenim seçenekleri hakkında)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani