Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
COUNT OVER : English Turkish

v. tekrar saymak

COUNT THE HOUSE : English Turkish

mevcut olanlarını sayısını belirlemek, toplantıda kaç kişinin olduğunu saymak

COUNT UP : English Turkish

hesaplamak, hesap etmek, saymak, toplamını bulmak

COUNT UPON : English Turkish

güvenmek,
bel bağlamak,
bağlı olmak

COUNT YOUR CHICKENS BEFORE THEY HATCH : English Turkish

dereyi görmeden paçaları sıvamak, geleceğini gerçekleşebilecek veya gerçekleşmeyecek durumlara göre planlamak, sonucu belli olmayan bir şeye bağlı olmak

COUNT ZERO : English Turkish

"cyberpunk (sibergangster
bilgisayar korsanı)" William Gibson tarafından yazılmış olan bir bilimkurgu romanı

COUNTABLE : English Turkish

adj. sayılabilir

COUNTABLE NOUN : English Turkish

n. sayılabilir ad, çoğul şekli olan ve sayılabilen ad

COUNTABLY : English Turkish

adv. sayılabilir bir şekilde, sayılma olanağı olacak şekilde

COUNTDOWN : English Turkish

n. geriye sayım

COUNTED ON : English Turkish

güvendi, bel bağladı, bağlı oldu

COUNTED SHEEP : English Turkish

koyunları saydı, uyumasına yardımcı olacak faaliyette bulundu

COUNTED THE DAYS : English Turkish

günleri saydı, önemli tarihten önce her günü işaretledi

COUNTED TO TEN : English Turkish

ona kadar saydı, bir ve on arasındaki sayıları birer birer saydı, bir ile on arasındaki sayıları saydı

COUNTENANCE : English Turkish

n. yüz ifadesi, yüz; surat; denge, kontrol, onama; destek, teşvik

COUNTENANCE : English Turkish

v. desteklemek, teşvik etmek; yüz vermek; uygun bulmak, onamak

COUNTER : English Turkish

n. sayaç; tezgâh; gişe; fiş; karşılık, karşı şey; çene altı ile omuz arası; kontuar

COUNTER : English Turkish

v. karşılık vermek, karşı koymak, karşı atak yapmak, kontra yumruk atmak

COUNTER : English Turkish

adv. ters, karşı, aykırı

COUNTER : English Turkish

adj. karşı, aksi, ters, zıt, kontra

COUNTER A THREAT : English Turkish

ir tehdide karşı koymak, bir tehide tehdit ile karşılık vermek

COUNTER AN ACCUSATION : English Turkish

suçlamaya karşı çıkmak, bir iddiayı reddetmek, bir suçlamaya itiraz etmek

COUNTER AN INITIATIVE : English Turkish

ir girişime karşı çıkmak, bir teşebbüse karşı koymak, bir girişime karşı olmak

COUNTER CLOCKWISE : English Turkish

adv. nün tersi, saatin tersi yönde, saat akrebi yönü

COUNTER GUARANTEE : English Turkish

karşı garanti, alıcının ona garanti veren birine verdiği garanti, karşılıklı garanti