English To Turkish
COUNTERSIGN : English Turkish
v. onaylamak
COUNTERSIGN : English Turkish
n. onay imzası, ikinci imza, parola
COUNTERSIGNATURE : English Turkish
n. onay imzası, ikinci imza, uygulama imzası
COUNTERSINK : English Turkish
v. havşa açmak
COUNTERSINK : English Turkish
n. havşa, havşa açma kalemi
COUNTERSPY : English Turkish
n. karşı casus, karşı casuslukla ilişkili olan casus
COUNTERSTAIN : English Turkish
n. karşıt boya, daha önceki boyaya uygulanan ikinci boya (mikroskobik numune üzerinde)
COUNTERSTAMP : English Turkish
v. counterstamp, daha önce mühürlenmiş olan belgeyi veya kâğıdı damgalamak
COUNTERSTROKE : English Turkish
n. aksi vuruş, geri gelen darbe, karşılık olarak verilen vuruş, misilleme vuruşu
COUNTERSUIT : English Turkish
n. karşı dava, mukabil dava, karşı hareket, bir kimsenin daha önce ona karşı yasal talepte bulunmuş olan bir kişiye karşı dava açma durumu
COUNTERSUNK : English Turkish
adj. gömülmüş, bir şeyi (cıvata, çivi, vs. başını) düz veya yüzey ile aynı hizada yapmak
COUNTERSUNK : English Turkish
v. gömmek, bir şeyi (cıvata, çivi, vs. başını) düz veya yüzey ile aynı hizada yapmak
COUNTERTENOR : English Turkish
n. yüksek perdeli tenor, yüksek ses perdesi olan tenor; tenordan daha yüksek perdesi olan ses
COUNTERTERRORISM : English Turkish
n. karşı terörizm, terörizmi yenmeyi amaçlayan hareket hattı, terörizmi önlemeye çalışan askeri veya siyasi hareket tarzı, teröre karşı savaş, terör saldırılarını önlemeyi amaçlayan askeri veya siyasi strateji
COUNTERTOP : English Turkish
n. mutfak tezgahı, mutfakta yemek hazırlamak ve küçük gereçleri (kahve makinesi, vs.)koymak için kullanılan yüzey
COUNTERTRADE : English Turkish
n. karşılıklı ticaret, malların ve hizmetlerin para kullanılmadan karşılıklı olarak değiştirildiği uluslararası ticaret türü
COUNTERTRANSFERENCE : English Turkish
n. karşı aktarım, analiz edeninin duygularının analiz edilene yönelmesi (Psikoloji)
COUNTERVAIL : English Turkish
v. karşılamak, eşitlemek, denklemek; eşit kuvvetle karşı koymak
COUNTERVAILING : English Turkish
adj. aynı güçle karşı koyan, karşısında olan, ters düşme görevi olan; önleyen, dengeleme görevi olan
COUNTERVAILING DUTY : English Turkish
ek gümrük vergisi, mahalli ticareti korumak amacıyla devlet tarafından ithal mallara konulan ekstra ödeme
COUNTERWEIGH : English Turkish
v. eşit ağırlık, karşılık
COUNTERWEIGHT : English Turkish
n. karşı ağırlık, dengeleyen ağırlık
COUNTERWORD : English Turkish
n. anlamı dışında kullanılan kelime
COUNTERWORK : English Turkish
n. engel, karşı çalışma
COUNTERWORK : English Turkish
v. karşı koymak, engellemek, önlemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani