English To Turkish
COX : English Turkish
v. dümen kullanmak, dümencilik yapmak
COXA : English Turkish
n. koksa, eklem, kalça eklemi
COXAL : English Turkish
adj. koksal, kalça ile ilgili
COXALGIA : English Turkish
n. koksalji, kalça eklemleri ağrısı
COXALGY : English Turkish
n. koksalji, kalça eklemleri ağrısı
COXCOMB : English Turkish
n. züppe, horozibiği, horozibiği çiçeği, bobstil
COXCOMBICAL : English Turkish
adj. gösteriş düşkünü, kendini beğenmiş, züppece; züppe gibi
COXCOMBRY : English Turkish
n. kendini beğenmişlik, kibirlilik, züppe davranışı
COXED FOUR : English Turkish
n. dört kürekli filika, dört kürekli filika dümencisi
COXITIS : English Turkish
n. koksit, kalça yangısı
COXLESS : English Turkish
adj. dümeni olmayan, dümensiz (tekne veya ekip)
COXSACKIE : English Turkish
n. New York eyaletinde (ABD) bir köy ve kasabanın adı; Coxsackie virüsü, insan hastalıklarıyla (menenjit gibi) ilgili ve çocuk felci ne benzeyen ancak felce sebep olmayan bir bağırsak virüsü
COXSACKIE VIRUS : English Turkish
n. Coxsackie virüsü, insan hastalıklarıyla (menenjit gibi) ilgili ve çocuk felci ne benzeyen ancak felce sebep olmayan bir bağırsak virüsü
COXSWAIN : English Turkish
n. dümenci, filika dümencisi, filika ve personel sorumlusu
COXSWAIN : English Turkish
v. dümen kullanmak, dümencilik yapmak
COXSWAINSHIP : English Turkish
n. dümencilik, yönetme konumu (küçük teknede)
COY : English Turkish
adj. utangaç, çekingen, nazlı
COYLY : English Turkish
adv. mahcup bir şekilde, alçakgönüllülükle, ağırbaşlı bir şekilde; utanarak; cilveli bir biçimde
COYNESS : English Turkish
n. utangaçlık, çekingenlik, naz
COYOTE : English Turkish
n. çakal; kır kurdu
COYOTING : English Turkish
n. coyoting, madenciler tarafından kullanılan üzerini örten toprağın tümünü kazmadan altın yataklarına ulaşma yöntemi
COYPU : English Turkish
n. şili kunduzu
COZ : English Turkish
n. kuzen, (Resmi olmayan) bir kimsenin teyze, hala, dayı, amca oğlu veya kızı
COZE : English Turkish
v. çöze, kısa ve dostça bir konuşmaya dalmak, sohbet
COZEN : English Turkish
v. kandırmak, dolandırmak, aklını çelmek; koparmak; zorlamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani