English To Turkish
COZENAGE : English Turkish
n. aldatma, hile, sahtekarlık, dolandırıcılık
COZENER : English Turkish
n. aldatan kimse, hilekar kimse, dolandırıcı kimse
COZILY : English Turkish
adv. hoş bir şekilde, rahatça; sıcacık
COZINESS : English Turkish
n. rahatlık, konfor; hoşluk; sıcaklık
COZY : English Turkish
n. çaydanlık örtüsü, sıcak tutmak için keçe ile kaplanmış çaydanlık veya ketıl örtüsü
COZY : English Turkish
adj. rahat, konforlu; hoş; sıcak
CP : English Turkish
komuta yeri, bir askeri birliği komutanının sahra karargahı
CP/M : English Turkish
n. kişisel bilgisayarlar için yaratılmış olan ilk iletim sistemi (DOS'un atası)
CPA : English Turkish
"certified public accountant (yeminli mali müşavir)", lisanslı muhasebeci
CPI : English Turkish
"consumer price index (tüketici fiyatları endeksi)", (Ekonomi) belirli bir dönemdeki temel malların ve hizmetlerin fiyatlarının bir baz dönemindeki fiyatlarıyla karşılaştırılması (enflasyon oranının bir ölçütü olarak kullanılır)
CPI : English Turkish
"Characters Per Inch (İnç Başına Karakter Sayısı)", yazıcı fontunun yoğunluğunun ölçümü (Bilgisayar)
CPK : English Turkish
n. "creatine phosphokinase (kreatin fosfokinaz)", kas yaralanmasından sonra kasta ortaya çıkan ve kana verilen bir enzim (bir türü sadece kalp kası tarafından salıverilir ve kalp krizi ve kalp hasarı değerlendirme testi olarak kullanılır)
CPL : English Turkish
"corporal (onbaşı)", askerî bir rütbe, onbaşı, askerî bir görevli
CPL. : English Turkish
n. "corporal (onbaşı)", askerî bir rütbe, onbaşı, askerî bir görevli, çavuşun altında bulunan askerî görevlinin rütbesi
CPR : English Turkish
"cardiopulmonary resuscitation (kalp masajı)", kalp masajı, ani kalp durması durumunda normal kalp atışı ve solunumu sağlamak amacıyla yapılan acil işlem
CPS : English Turkish
"Characters Per Second (Saniye Başına Karakter)", veri aktarımı hızı oranı (Bilgisayar)
CPU : English Turkish
"Central Processing Unit (Merkezî İşlem Birimi)", mikro işlemci, bir bilgisayardaki ana çip (Bilgisayar)
CPU FAN : English Turkish
CPU fanı, serinletme amacıyla CPU çipine bağlı olan küçük vantilatör
CPU TIME : English Turkish
cpu süresi, bilgisayar zamanı
CR : English Turkish
"Carriage Return (Satır Başı Karakteri)", imleci veya yazdırma ucunu satırın başına döndüren karakter (bilgisayar veya daktilolarda bulunur)
CR : English Turkish
n. "chromium (krom)", krom, metalik bir element (Kimya)
CRAAL : English Turkish
n. craal, Güney Afrika’da yerli köyü; sığırları tutmak için kullanılan çit ile çevrilmiş alan
CRAB : English Turkish
n. yengeç; pavurya; vinç; sızlanma; mızmızlık, mızmız; homurdanma; her şeye kusur bulan kimse
CRAB : English Turkish
v. berbat etmek, yüzüne gözüne bulaştırmak, mızmızlanmak, kusur bulmak, uçağı yan rüzgâra yönlendirmek
CRAB : English Turkish
n. yengeç burcu [astr.]
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani