Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CRACK DOWN HARD ON : English Turkish

zorla üstüne gitmek, sert bir biçimde zorlamak, katı önlemler almak

CRACK DOWN ON : English Turkish

üstüne gitmek, bastırmak,
e karşı katı önlemler almak

CRACK JOKES : English Turkish

şaka yapmak

CRACK OF DAWN : English Turkish

sabahın körü, güneşin ilk doğuşu, sabahın ilk ışığında

CRACK OF DOOM : English Turkish

kıyamet günü

CRACK THE WHIP : English Turkish

v. yetkisini tümüyle kullanmak, hükmeden bir biçimde davranmak; diğerlerinden çok fazla itaat, sıkı çalışma ve verim istemek; daha fazla çaba için cesaretlendirmek (Argo)

CRACK UP : English Turkish

v. yıkılmak, çökmek, dağılmak, dağıtmak, övmek, gülmekten katılmak

CRACK UP : English Turkish

v. dağılmak, çökmek; kırılmak; gülmek; başkasını güldürmek

CRACK-UP : English Turkish

aklını yitirme, sinir bozukluğu, ruhsal çöküş

CRACKAJACK : English Turkish

adj. çok yetenekli, (Argo) harika, mükemmel; üstün nitelik veya yetenekle ilgili

CRACKAJACK : English Turkish

n. çok yetenekli kimse, büyük yeteneği olan kimse, mükemmel bir şey; mısır şekeri, tatlı mısır çerezi

CRACKDOWN : English Turkish

n. sıkı önlem, baskı

CRACKED : English Turkish

adj. çatlak, çatlamış, kaçık, kırık

CRACKER : English Turkish

n. kraker, bisküvi; fişek, kıracak

CRACKER-BARREL : English Turkish

adj. cracker-barrel, kırsal köy hayatı ile ilgili; taşra hayatına özgü; (Kuzey Amerika’da kullanılan terim) basit ve sofistike olmayan

CRACKERJACK : English Turkish

n. çok yetenekli kimse, büyük yeteneği olan kimse, mükemmel bir şey; mısır şekeri, tatlı mısır çerezi

CRACKERJACK : English Turkish

adj. yetenekli , harika , mükemmel

CRACKERS : English Turkish

n. deli, çatlak

CRACKHEAD : English Turkish

n. uyuşturucu bağımlısı kimse, krek kokain bağımlısı olan kimse

CRACKING : English Turkish

n. çatlama

CRACKING NOISE : English Turkish

n. şaklama

CRACKJACK : English Turkish

n. alanında uzman, profesyonel

CRACKJAW : English Turkish

adj. söylemesi güç

CRACKJAW : English Turkish

n. söylemesi güç sözcük, şaşırtmaca

CRACKLE : English Turkish

v. çatırdamak, çatırdatmak; çıtırdamak; çatlak desen ile süslemek