Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CRANKY : English Turkish

adj. garip, tuhaf, ters; huysuz, laçka, dengesi her an bozulabilir

CRANNIED : English Turkish

adj. çatlaklı, çatlakları olan

CRANNOG : English Turkish

n. crannog, crannoge, prehistorik İrlanda’da ve İskoçya’da göl veya bataklık içine yapılan yapay veya doğal ada; antik İrlanda ve İskoçya’da yapay ada üzerine inşa edilmiş göl evi veya kale

CRANNOGE : English Turkish

n. crannoge, crannog, prehistorik İrlanda’da ve İskoçya’da göl veya bataklık içine yapılan yapay veya doğal ada; antik İrlanda ve İskoçya’da yapay ada üzerine inşa edilmiş göl evi veya kale

CRANNY : English Turkish

n. çatlak, yarık; kuytu, sığınak

CRAP : English Turkish

n. pislik, bok; çerçöp; ıvır zıvır

CRAP : English Turkish

v. sıçmak

CRAPE : English Turkish

n. krep, krepon kumaş, matem tülü

CRAPED : English Turkish

adj. kreplenmiş, krep ile kaplanmış

CRAPEHANGER : English Turkish

n. crapehanger, karamsar kimse, kötümser kişi, hayatı olumsuz bir şekilde görmeye yatkın olan ve en kötüsünü bekleyen kimse, ümitsiz insan

CRAPOLA : English Turkish

n. saçmalık, (ABD Argosu) saçma

CRAPPER : English Turkish

n. tuvalet, (Kaba Argo) helâ; banyo; lavabo

CRAPPIE : English Turkish

n. crappie, güney ABD’de bulunan Tatlısu balığı türü (ayrıca croppie)

CRAPPINESS : English Turkish

n. bayağılık, değersizlik; müstehcenlik

CRAPPY : English Turkish

adj. berbat, rezil, bombok, boktan

CRAPS : English Turkish

n. kreps, iki zarla özel masasında oynanan bir kumar

CRAPSHOOT : English Turkish

n. riskli iş, şansa bağlı olma; kumar, önceden kestirilemeyen bir şey

CRAPSHOOTER : English Turkish

n. riskli işe giren kimse, kreps oynayan kimse, zarla oynayan kimse

CRAPULENCE : English Turkish

n. mide fesadı; sarhoşluk; akşamdan kalma oluş

CRAPULENT : English Turkish

adj. rahatsız, hasta, mide bulantısı olan (aşırı içmek veya yemekten)

CRAPULOUS : English Turkish

adj. aşırı derecede yiyip içen, aşırı derecede yeme içmeye yatkın olan; aşırı içmekten rahatsız olan

CRAPY : English Turkish

adj. krepli, krep gibi, krepe benzeyen

CRAQUELURE : English Turkish

n. craquelure, eski resimlerde görülen incecik çatlama

CRASH : English Turkish

n. gürültü, çatırtı; parçalanma; kaza; iflas; yoğun kurs

CRASH : English Turkish

v. kırılmak, parçalanmak, gürültüyle düşmek; gürültü etmek; batmak, iflas etmek; düşmek; çarpmak; davetsiz olarak gitmek; sabahlamak