Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CRATER : English Turkish

n. krater; bombanın açtığı çukur

CRATON : English Turkish

n. kraton, Yerkabuğunun kabuğunun sert ve sabit kısmı (Jeoloji)

CRAVAT : English Turkish

n. kravat, boyunbağı; eşarp

CRAVE : English Turkish

v. can atmak, çok istemek; yalvarmak; hasret olmak

CRAVE FOR : English Turkish

v. burnunda tütmek

CRAVED FOR : English Turkish

urnunda tüttü,
yi arzuladı, çok istedi, özlemini çekti

CRAVEN : English Turkish

n. korkak

CRAVEN : English Turkish

adj. korkak, namert

CRAVENLY : English Turkish

adv. korkakça, ödlek bir şekilde, korku ile

CRAVENNESS : English Turkish

n. korkaklık, korku, ödleklik

CRAVER : English Turkish

n. arzulayan kimse, hasret çeken kimse, çok isteyen kimse

CRAVING : English Turkish

n. özlem, arzu, hasret

CRAVINGLY : English Turkish

adv. şiddetli arzu ile, özlemle, hasretle

CRAW : English Turkish

n. kursak, mide (hayvan)

CRAWDAD : English Turkish

n. karavide, kerevit, ıstakoza çok benzeyen Tatlısu hayvan türü (ancak çok daha küçük)

CRAWFISH : English Turkish

n. kerevit, kerevides, istakozdan küçük böcek

CRAWFORD : English Turkish

n. bir soyadı

CRAWL : English Turkish

n. ağır gidiş, yavaş ilerleme; krol yüzme

CRAWL : English Turkish

v. emeklemek, yavaş ilerlemek, sürünmek; dolu olmak; yağ yapmak; kaynıyor olmak; karıncalanmak; krol yüzmek

CRAWL ALONG : English Turkish

sürünerek ilerlemek, emeklemek, yavaşça hareket etmek

CRAWL ON ALL FOURS : English Turkish

emeklemek

CRAWL STROKE : English Turkish

kulaçlama yüzme şekli, temel yüzme hareketi

CRAWLED ON ALL FOURS : English Turkish

emekledi, elleri ve dizleri üstünde ilerledi, sürünerek ilerledi, zemin üzerinde elleri ve dizleri üstünde hareket eti

CRAWLER : English Turkish

n. sürünen şey, böcek, sümüklüböcek; yaltakçı; yağcı; bebek tulumu; müşteri bulmak için yavaş ilerleyen taksi; krol yüzücü

CRAWLERS : English Turkish

n. tulum, uzun pantolonu olan giysi türü, halen yürümeyen bebek için ayak ve pantolon askısı