English To Turkish
CREATURE : English Turkish
n. yaratık, varlık, kul; alet olan kimse
CREATURE OF HABIT : English Turkish
alışkanlıkların insanı, kendi kurduğu düzenin dışına çıkmayan, rutinliğe alışmış kimse
CREATURE OF THE NIGHT : English Turkish
gece kuşu, gece vakti kutlama yapan kimse, gece eğlencelerine katılan kimse
CRECHE : English Turkish
n. kreş, yuva; hazreti İsa'nın doğumunu simgeleyen tablo
CREDENCE : English Turkish
n. güven, itimat, inanç
CREDENT : English Turkish
adj. güvenilir, inanılır; güven veren, her şeye inanan
CREDENTIAL : English Turkish
n. ehliyet, bir kişinin yeteneklerini ve niteliklerini tasdik eden belge (örneğin, referanslar, tavsiye mektupları); ruhsat; bir kişin hüviyetini bildiren belge; yeni göreve başlamadan önce devlet tarafından bir büyükelçiye verilen takdim mektubu
CREDENTIAL : English Turkish
adj. itibat sağlayan, güven garanti eden, güven teminatı veren
CREDENTIAL : English Turkish
v. delil sunmak, (Kanada ve ABD) delil sağlamak
CREDENTIALED : English Turkish
adj. yeterlilik belgeleri olan, bir kimsenin yeteneklerini ve niteliklerini doğrulayan belgeleri olan (örneğin, referanslar, tavsiye mektubu)
CREDENTIALS : English Turkish
n. referans, itimatname, güven belgesi
CREDENTIALS LETTER : English Turkish
eferans mektubu, bir kimsenin belirli bir pozisyona veya yetkiye sahip olduğunu gösteren mektup; tavsiye mektubu
CREDENZA : English Turkish
n. credenza, büfe; kilisede üzerine kutsal nesneler yerleştirilen raf veya bölme
CREDIBILITY : English Turkish
n. güvenilirlik
CREDIBILITY CRISIS : English Turkish
güvenirlik krizi, inanılırlık krizi, inanıla bilinen sorun
CREDIBILITY GAP : English Turkish
n. güvenirlik açığı, iade edilen ve asıl gerçekler arasında apaçık fikir ayrılığı; güvenilmezlik; uyuşmazlık
CREDIBLE : English Turkish
adj. güvenilir, inanılır, inandırıcı
CREDIBLENESS : English Turkish
n. güvenilirlik, güvenilebilirlik, güven derecesi, güvenirlik
CREDIBLY : English Turkish
adv. güvenilir bir şekilde, inanılır bir biçimde, makul bir biçimde, makul olarak
CREDIT : English Turkish
n. güven, itibar, inanma; kredi, vade; hesaptaki para miktarı; alacak; emniyet; saygınlık, beğeni; kazanç
CREDIT : English Turkish
v. güvenmek, inanmak; kredi vermek, kredisine yazmak; yatırmak
CREDIT AN ACCOUNT : English Turkish
ir hesaba para geçirmek, bir hesaba para yatırmak; bir hesaba para yüklemek
CREDIT BALANCE : English Turkish
alacak bakiyesi, alacak tutarı
CREDIT CARD : English Turkish
kredi kartı
CREDIT CARD CALL : English Turkish
n. kredi kartıyla arama
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani