Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CRIMINALLY : English Turkish

adv. cezai olarak, suç oluşturan bir şekilde, illegal olarak

CRIMINALLY RESPONSIBLE : English Turkish

cezai sorumlu, cezalandırılabilir, sorumlu, sorumlu tutulabilir

CRIMINALNESS : English Turkish

n. cürüm, suç oluşturan nitelik

CRIMINALOID : English Turkish

adj. criminaloid, suçlu nitelikleri taşıyan

CRIMINATE : English Turkish

v. suçlamak, itham etmek

CRIMINATION : English Turkish

n. suçlama

CRIMINATIVE : English Turkish

adj. suçlayan, suçlayıcı, suçlama ile ilgili

CRIMINATOR : English Turkish

n. suçlayan kimse, itham eden kimse

CRIMINATORY : English Turkish

adj. suçlayan, suçlayıcı, suçlama ile ilgili

CRIMINIS : English Turkish

n. criminis, Latince "particeps criminis" ifadesinden (suç ortağı)

CRIMINOLOGIC : English Turkish

adj. kriminolojik, kriminolojiye ait veya ilgili (suç ve suçlular ile ilgili bilim dalı)

CRIMINOLOGICAL : English Turkish

adj. kriminolojik, kriminolojiye ait veya ilgili (suç ve suçlular ile ilgili bilim dalı)

CRIMINOLOGICALLY : English Turkish

adv. kriminolojik olarak, kriminolojik bakış açısından; kriminoloji aracılığı ile (suç ve suçlular incelemesi)

CRIMINOLOGIST : English Turkish

n. kriminoloji uzmanı

CRIMINOLOGY : English Turkish

n. kriminoloji, suçbilim

CRIMP : English Turkish

v. kıvırmak; katlamak; engellemek; durdurmak; yarmak (et); askere almak, zorla askere almak,

CRIMP : English Turkish

n. kıvrım, dalga, lüle lüle saç, engel, mani

CRIMPED : English Turkish

adj. kıvrılmış, bukleli; birlikte katlanmış; büzgülü

CRIMPER : English Turkish

n. kıvırıcı, kıvıran kimse veya şey; önleyici

CRIMPY : English Turkish

adj. kıvrımlı, kıvrımlarla dolu, kıvrımları veya buruşukları olan, dalgalı, kıvrımlı şekli olan; kıvır kıvır; soğuk (hava)

CRIMSON : English Turkish

n. koyu kırmızı renk

CRIMSON : English Turkish

v. kırmızılaştırmak, kızarmak, kıpkırmızı olmak

CRIMSON : English Turkish

adj. koyu kırmızı, kıpkırmızı

CRIMSON RAMBLER : English Turkish

n. kızıl çardak gülü, sarmaşık gülü

CRINGE : English Turkish

v. sinmek, korkuyla eğilmek; yaltaklanmak; yalakalık yapmak