English To Turkish
CRINGEWORTHY : English Turkish
adj. utandıran, utanç duymaya neden olan; çok zor duruma sokan
CRINGING : English Turkish
n. yaltakçı, yalaka, dalkavuk
CRINGLE : English Turkish
n. radansa, bir yelken gıradinine halat bağlamak için kullanılan ilik veya ilmik halkası
CRINITE : English Turkish
adj. saçlı, kıllı
CRINKLE : English Turkish
v. buruşmak, kırışmak, hışırdamak, buruşturmak, kırıştırmak, hışırdatmak
CRINKLE : English Turkish
n. kırışık
CRINKLINESS : English Turkish
n. kırışık olma, buruşukluk
CRINKLY : English Turkish
adj. kırışık, buruşuk, kıvrımlı
CRINOGENIC : English Turkish
adj. crinogenic, salgılamaya neden olan
CRINOID : English Turkish
n. deniz lâlesi
CRINOLINE : English Turkish
n. kabarık etek, çemberli etek
CRIOLLO : English Turkish
n. criollo, Latin Amerika ülkesi yerlisi veya vatandaşı; Latin Amerika cinsi evcil hayvan; çok yüksek kalitede kakao
CRIOLLO : English Turkish
adj. criollo, criolloya ait veya ilgili
CRIPPLE : English Turkish
n. sakat, kötürüm, topal
CRIPPLE : English Turkish
v. sakatlamak, kötürüm bırakmak, felce uğratmak; zayıflatmak
CRIPPLED : English Turkish
adj. sakat, kötürüm, topal, eli ayağı tutmayan
CRIPPLED VERSION : English Turkish
topal çalışma versiyonu, tam olmayan sürüm, sadece kısmi olarak çalışan ve ücretsiz olarak dağıtılan program
CRIPPLER : English Turkish
n. sakatlayan kimse, başka birini sakatlayan veya yapamaz hale getiren kimse
CRIPPLEWARE : English Turkish
n. crippleware, (Bilgisayar) tanıtım sürümü özelliklerini devre dışı bırakan yazılım (kullanıcıların programı kullanmalarına izin verip satın almalarına ikna etmek için)
CRIPPLING : English Turkish
adj. felce uğratan
CRIPS : English Turkish
n. Los Angeles'ta doğup bütün Birleşik Devletler'e yayılan bir sokak çetesi (Bloods çetesinin baş rakibi)
CRISIS : English Turkish
n. buhran, kriz, bunalım; dönüm noktası
CRISIS SITUATIONS : English Turkish
kriz durumları, çok önemli durumlar, "eğme veya kırma" noktası
CRISP : English Turkish
v. gevrekleştirmek, dalgalandırmak, gevrekleşmek, kıvrılmak, kıvırmak
CRISP : English Turkish
adj. gevrek; çıtır çıtır, kırışık, kıtır kıtır, kıvırcık; taze, gıcır gıcır, canlı; zindeleştiren
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani