English To Turkish
CRITERION : English Turkish
n. kriter, ölçüt, kıstas, ayırıcı özellik
CRITERION OF EXPECTATION : English Turkish
eklenti kriteri, bir eylemin meydana geldiği sırada sonucunu öngörmenin mümkün olup olmadığını kontrol etme
CRITERIUM : English Turkish
n. ölçüt, kriter, bir şeyi ölçme standardı
CRITH : English Turkish
n. crith, (fizik ve kimya) 0 derece santigratta ve 760 mm cıvaya eşit basıncı olan bir litre hidrojene eşit olan ağırlık birimi
CRITIC : English Turkish
n. eleştirmen, eleştirici, karşı olan kimse; kusur bulup duran kimse; muhalif
CRITICAL : English Turkish
adj. kritik, hassas, ciddi; eleştirici, titiz
CRITICAL AGE : English Turkish
kritik yaş, orta yaş
CRITICAL ANGLE : English Turkish
kritik açı, tam yansımanın en küçük geliş açısı (Optik)
CRITICAL BUT STABLE CONDITION : English Turkish
kritik ancak stabil durum, ciddi şekilde yaralanmış veya durumu daha fazla tehlikede olmayacak şekilde yaralanmış olan
CRITICAL CONDITION : English Turkish
kritik durum, çok önemli durum, çok kötü şekil
CRITICAL MASS : English Turkish
kritik kitle, zincirleme reaksiyonun meydana gelmesi için gerekli olan nükleer yakıt kitlesi (Fizik)
CRITICAL MOMENT : English Turkish
kritik an, belirleyici an, dönüm noktası
CRITICAL PATH : English Turkish
kritik yol, projenin tümünün zamanında bitirilmesi için belirli tarihlere kadar tamamlanması gereken etkinlikler planı
CRITICAL PATIENT : English Turkish
durumu kritik olan hasta, çok kötü sağlık durumunda olan hasta, ciddi bir şekilde yaralanmış hasta
CRITICAL PHILOSOPHY : English Turkish
n. kritik felsefe, Immanuel Kant’ın felsefi görüşleri (18’nci yüzyıl Alman filozofu)
CRITICAL PRESSURE : English Turkish
kritik basınç, kritik sıcaklıkta olduğu zaman gazlı bir maddenin basıncı
CRITICAL SPEED : English Turkish
kritik hız, tehlikeli hız; sonuca götüren hız
CRITICAL TEMPERATURE : English Turkish
kritik sıcaklık, ondan daha yüksek sıcaklıkta sadece basınç ile gazın sıvılaştırılamadığı sıcaklık (Fizik)
CRITICAL VALUE : English Turkish
kritik değer, maksimum veya minimum sınır
CRITICAL WRITING : English Turkish
kritik yazı, bir konu ile ilgili şahsi fikirler ve görüşler ifade eden yazı
CRITICALITY : English Turkish
n. kritiklik, acil olma durumu, kritik olma durumu; zincirleme reaksiyonun sürdürülebileceği nokta (özellikle nükleer reaksiyonlar ile ilgili)
CRITICALLY : English Turkish
adv. ciddi olarak
CRITICALLY INJURED : English Turkish
kritik bir şekilde yaralanmış, ağır yaralı, çok kötü sağlık durumunda olan, kötü bir şekilde yaralanmış
CRITICALNESS : English Turkish
n. eleştiri niteliğinde olma, onaylamama, yargısal tavır
CRITICASTER : English Turkish
n. criticaster, ahlaksız veya adi eleştirmen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani