Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
BARON LISTER : English Turkish

n. Joseph Lister (
1912), 1865 yılında karbolik asidin etkili bir antiseptik ve antibakteriyel madde olduğunu gösteren İngiliz cerrah ve tıp bilim insanı

BARON OF BEEF : English Turkish

üyük sığır eti parçası

BARON ROTHSCHILD : English Turkish

Avrupalı Musevi bir bankacı ve hayırsever

BARON VON REUTER : English Turkish

n. Paul Julius Reuter (
1899), Reuters haber ajansını kuran Almanya doğumlu İngiliz gazeteci

BARONAGE : English Turkish

n. baronluk, baronlar sınıfı; baronların listelendiği kitap

BARONESS : English Turkish

n. barones, kadın baron, baron karısı

BARONET : English Turkish

v. baronet olarak atamak

BARONET : English Turkish

n. baronet, barondan bir düşük rütbe

BARONETAGE : English Turkish

n. baronet sınıfı, baronetlik

BARONETCY : English Turkish

n. baronet payesi

BARONIAL : English Turkish

adj. baron ile ilgili, barona lâyık, gösterişli, heybetli

BARONY : English Turkish

n. baron payesi, baronluk

BAROQUE : English Turkish

adj. barok, barok tarzında, şatafatlı, aşırı süslü

BAROQUE : English Turkish

n. barok

BAROQUE STYLE : English Turkish

n. Barok tarzı, 17'nci yüzyılda popüler olmuş dramatik etkiler yaratma çabası ve zarif süslemelerle şekillenmiş bir sanat tarzı

BAROSCOPE : English Turkish

n. baroskop

BAROTITIS MEDIA : English Turkish

arotit medya, (Tıp) kulak zarının herhangi bir tarafı üzerindeki hava basıncı değişimleri tarafından kaynaklanan orta kulak iltihabı (kulakların çınlamasına işitme kaybına ve ağrıya neden olur)

BAROTRAUMA : English Turkish

n. barotravma, basınç travması, atmosfer basıncındaki değişiklikten kaynaklanan yaralanma (genellikle kulaklarda)

BAROUCHE : English Turkish

n. fayton

BARQUE : English Turkish

n. barka, yelkenli gemi

BARQUENTINE : English Turkish

n. barkentin, bir yelkencilik gemisi

BARR : English Turkish

n. "barrister (avukat)", avukat, dava vekili, temsilci

BARRACK : English Turkish

n. baraka

BARRACK : English Turkish

v. tezahürat yapmak, bağırarak desteklemek; kışlada oturtmak

BARRACK SQUARE : English Turkish

n. kışla avlusu