English To Turkish
BARRACKING : English Turkish
n. beğenmeme sonucu bağırma, itiraz narası (spor karşılaşması sırasında)
BARRACKS : English Turkish
n. kışla, çirkin büyük bina
BARRACOON : English Turkish
n. geçmişte kullanılmış olan ve kölelerin inceleme ve satış için geçici olarak tutuldukları baraka veya kapalı yer
BARRACOUTA : English Turkish
n. yenilebilen büyük uzun bir Pasifik deniz balığı; uzun ekmek dilimi (Yeni Zelanda Argosu)
BARRACUDA : English Turkish
n. iskarmoz balığı, yırtıcı bir balık türü
BARRAGE : English Turkish
n. baraj, bent, engel; engelleme ateşi, yaylım ateşi, yağmur, set
BARRAGE FIRE : English Turkish
havan ateşi, yoğun topçu ateşi
BARRAGE OF CRITICISM : English Turkish
yaylım ateşi, eleştiri yağmuru, büyük oranda eleştiri ve katılmama
BARRAGE OF CURSES : English Turkish
küfür yağmuru, büyük miktarda küfür
BARRAGE OF QUESTIONS : English Turkish
n. soru yağmuru
BARRAMUNDA : English Turkish
n. akciğerli barramunda, Avustralya'ya özgü yenilebilen akciğerli bir balık
BARRAMUNDI : English Turkish
n. akciğerli barramunda, Avustralya'ya özgü yenilebilen akciğerli bir balık
BARRANCA : English Turkish
n. baranka, koyak, dağ geçidi, dik bayır; derin çukur, dik bayırları olan kuru vadi; dik, kaya, kayalık (genellikle güneybatı Birleşik Devletler'de kullanılır)
BARRANCO : English Turkish
n. baranka, koyak, dağ geçidi, dik bayır; derin çukur, dik bayırları olan kuru vadi; dik, kaya, kayalık (genellikle güneybatı Birleşik Devletler'de kullanılır)
BARRATER : English Turkish
n. sürekli olarak dava açan kimse; tartışma yaratan kimse; gemi sigortacılarını dolandıran kimse (Deniz Hukuku)
BARRATOR : English Turkish
n. baratarya suçlusu
BARRATROUS : English Turkish
adj. baratarya türünden olan, baratarya sayılan
BARRATROUSLY : English Turkish
adv. tartışma kışkırtan şekilde, tartışma ateşleyen bir şekilde
BARRATRY : English Turkish
n. kasıtlı yapılan zarar, kışkırtıcılık, kavgacılık; devlet dairelerinde mevki alma veya satma, baratarya
BARRED : English Turkish
adj. parmaklıklı, demir parmaklıklı; çizgili; yasaklanmış
BARRED WINDOW : English Turkish
n. parmaklıklı pencere
BARREL : English Turkish
n. fıçı, varil; namlu; kovan, çark; atın karnı veya beli
BARREL : English Turkish
v. fıçılamak, hızlı gitmek, uçmak (Argo)
BARREL CHAIR : English Turkish
n. yuvarlak arkalı koltuk
BARREL HEAD : English Turkish
fıçı başı, fıçının düz veya yuvarlak en üst kısmı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani