Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
BASTARDY PROCEDURE : English Turkish

n. babalık davası

BASTE : English Turkish

v. dövmek, dayak atmak, sopa atmak, azarlamak, haşlamak, paylamak; yağ sürmek, yağlamak, teyellemek

BASTIAN : English Turkish

n. bir soyadı; Adolf Bastian (
1905), Alman antropolog

BASTILLE : English Turkish

n. hapishane hisarı, cezaevi kalesi (adını 14'üncü yüzyılda yapılmış ve 1789'da yıkılmış olan Bastille isimli Paris'teki bir hisardan almaktadır)

BASTILLE DAY : English Turkish

Bastille Günü, Fransa'da Bastille'nin 1789'daki (Fransız Devrimi sırasında) düşüşünün anısı ulusal bir tatil günü

BASTINADE : English Turkish

n. falaka, kalçalara veya ayak tabanlarına vurulan darbeler (ceza olarak); değnek, sopa, cop; vurma, vuruş, darbe, dövme

BASTINADE : English Turkish

v. falakaya çekmek, kalçalara veya ayak tabanlarına çubukla vurmak; değnekle sopalamak

BASTINADO : English Turkish

v. falakaya yatırmak

BASTINADO : English Turkish

n. falaka

BASTING : English Turkish

n. dayak, dövme, kötek, teyel

BASTING STITCH : English Turkish

teyelleme dikişi, daha sonra devam etmek üzere bırakılan yere konulan uzun ve gevşek dikiş

BASTION : English Turkish

n. kale, burç, tabya; iyi korunan yer

BASTION OF SUPPORT : English Turkish

destek kalesi, hareketsiz güçlü destek, büyük yardım

BASTIONED : English Turkish

adj. sabitleştirilmiş, sağlamlaştırılmış, kuvvetlendirilmiş

BAT : English Turkish

yığın dosya uzantısı (Bilgisayar)

BAT : English Turkish

n. yarasa; sopa, raket, bilardo sopası, beysbol sopası; hız, radarla atılan bomba; alem, vuruş

BAT : English Turkish

v. vuruş yapmak, vurmak (topa); kırpmak

BAT AN EYELID : English Turkish

v. gözünü kırpmak

BAT AROUND : English Turkish

dolaşmak, gezinmek, tartışmak

BAT BOY : English Turkish

(Beyzbol) beyzbol sopaları ve diğer beyzbol ekipmanına göz kulak olan genç erkek

BAT EXTENSION : English Turkish

BAT uzantısı; yığın dosya uzantısı

BAT FOR : English Turkish

v. yardımına koşmak

BAT MITZVAH : English Turkish

Musevi kızların belli bir yaşa gelişleri töreni

BAT ONE'S EYES : English Turkish

göz kırpmak; flört etmek, kırıştırmak, kur yapmak, elde etmeye çalışmak

BAT OUT : English Turkish

hızlı ve özensiz bir iş yapmak; becermek, içine etmek, eline yüzüne bulaştırmak