English To Turkish
BE AT PAINS : English Turkish
zahmet çekmek
BE AT REST : English Turkish
v. istirahatte olmak, ölmüş olmak, çalışmamak, işlememek
BE AT RISK : English Turkish
v. tehlikede olmak
BE AT SMB : English Turkish
aşının etini yemek
BE AT SMB.'S BECK AND CALL : English Turkish
emrinde olmak, emrine amade olmak
BE AT SMB.'S SERVICE : English Turkish
v. emrinde olmak, hizmetinde olmak
BE AT SMTH : English Turkish
v. başında olmak, meşgul olmak
BE AT STAKE : English Turkish
tehlikede olmak, riskli olmak, riskte olmak, kaybedilme riski taşımak; söz konusu olmak, sorgulama konusu olmak
BE AT THE BAR : English Turkish
avukat olmak, avukatlık yapmak
BE AT THE BAT : English Turkish
v. oyun sırası gelmek, sırası gelmek
BE AT THE BECK AND CALL OF : English Turkish
irinin her an emrinde olmak, bir kimsenin kulu kölesi olmak, birine her an hizmet etmeye hazır olmak, bir kimsenin taleplerini yerine getirmeye her an hazır olmak
BE AT THE BOTTOM OF : English Turkish
-nin altından çıkmak,
nin başının altında olmak,
yi yerine getirmek,
yi gerçekleştirmek,
nin inisiyatifini almak,
ye temel olmak; olabilecek en kötü pozisyonda bulunmak, en kötü durumda bulunmak
BE AT THE END OF ONE'S TETHER : English Turkish
sabrının sonuna gelmek, dayanacak gücü kalmamak
BE AT THE HELM : English Turkish
geminin dümeninde olmak; kontrol ve yetki pozisyonunda olmak, denetimi sağlamak, komutayı sağlamak
BE AT THE RIGHT PLACE AT THE RIGHT MOMENT : English Turkish
doğru yerde doğru zamanda olmak, doğru yerde doğru zamanda bulunmak, iyi bir şey olacak yerde doğru zamanda bulunmak
BE AT THE TOP OF THE TREE : English Turkish
mesleğini zirvesinde olmak
BE AT VARIABLE WITH : English Turkish
v. uyuşmamak, çelişkili olmak, uymamak
BE AT VARIANCE : English Turkish
ters düşmek, katılmamak, aynı fikirde olmamak, çelişmek, fikir ayrılığı durumunda olmak; muhalif olmak, muhalefet etmek; uymamak, uyumlu olmama (örneğin; "The facts we have are at variance with her story {Elimizdeki veriler onun hikâyesiyle çelişiyor}")
BE AT VARIANCE WITH : English Turkish
n. uyuşamamak
BE AT WAR WITH : English Turkish
savaş halinde olmak, mücâdele etmek, uğraşmak
BE ATTACHED : English Turkish
v. takılmak
BE ATTACHED TO : English Turkish
v. bağlı olmak, bağlanmak, kopamamak
BE ATTACKED BY RABIES : English Turkish
v. kudurmak
BE ATTRACTED : English Turkish
v. hoşlanmak, dikkatini çekmek
BE AVENGED : English Turkish
v. öç almak, intikam almak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani