Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

BE ON THE DRIP : English Turkish

v. seruma bağlanmak

BE ON THE EVE OF : English Turkish

v. arifesinde olmak

BE ON THE GO : English Turkish

v. birtakım şeylerle meşgul olmak, aşırı meşgul olmak, çok aktif olmak, çok çalışıyor olmak

BE ON THE GRIDDLE : English Turkish

zor durumda olmak

BE ON THE LOOKOUT : English Turkish

tetikte olmak, dikkatli olmak, gözetleme halinde olmak, gardını almak

BE ON THE LOOKOUT FO : English Turkish

v. aramak

BE ON THE LOOSE : English Turkish

serbest olmak, özgür olmak, dağıtmak, çılgınca eğlenmek

BE ON THE NUT : English Turkish

v. beş parasız kalmak, meteliksiz kalmak, parasız olmak, hiç parası olmamak

BE ON THE PAYROLL : English Turkish

v. kadroda olmak

BE ON THE PICKET LINE : English Turkish

grev ile protesto etmek, grev sırasında protesto etmek

BE ON THE PILL : English Turkish

v. doğum kontrol hapı alıyor olmak

BE ON THE POINT OF DOING SMTH : English Turkish

v. yapmak üzere olmak

BE ON THE PROWL : English Turkish

v. sinsi sinsi dolaşmak

BE ON THE RAMPAGE : English Turkish

kıyameti koparmak, cinleri tepesinde olmak, siniri tepesinde olmak

BE ON THE RAZOR'S EDGE : English Turkish

ıçak sırtında olmak, kritik durumda olmak

BE ON THE ROAD : English Turkish

v. yolda olmak, yolculuk halinde olmak, seyahat halinde olmak, seyahatte olmak, tur halinde olmak

BE ON THE SAME WAVE : English Turkish

aynı düşüncede olmak

BE ON THE STAFF : English Turkish

kadroda olmak, kadrosunda olmak

BE ON THE STAGE : English Turkish

sahnede olmak, sahne almak, sahneye çıkmak, sahnede performans sergilemek, aktör olmak, aktörlük yapmak

BE ON THE STRAIGHT AND NARROW : English Turkish

v. dürüstçe yaşamak

BE ON THE SUNNY SIDE OF FOURTY : English Turkish

v. kırkına merdiven dayamak

BE ON THE TAKE : English Turkish

üşvet alıyor olmak, rüşvet yedirilmek

BE ON THE TELEPHONE : English Turkish

v. telefonda olmak, telefonla konuşuyor olmak

BE ON THE TIPTOE OF EXPECTATION : English Turkish

heveslenmek, iple çekmek

BE ON THE VAN OF : English Turkish

en önemli pozisyonda olmak, önemli bir pozisyonda bulunmak