Multilingual Turkish Dictionary English

FOR ALL ONE IS WORTH : English Turkish Redhouse

var kuvvetiyle/gücüyle: He was running for all he was worth. Var kuvvetiyle koşuyordu

FOR ALL THAT : English Turkish Redhouse

her şeye rağmen

FOR ALL THE WORLD : English Turkish Redhouse

dünyayı verseler: She wouldn't do that for the world. Dünyayı verseler onu yapmaz

FOR ALL THE WORLD LIKE : English Turkish Redhouse

konuşma diligerçekten, hakikaten: She looks for all the world like her grandmother. Tıpkı büyükannesine benziyor

FOR APPEARANCES' SAKE : English Turkish Redhouse

görünüşü kurtarmak için

FOR AUGHT I CARE. : English Turkish Redhouse

bana ne,
.. beni hiç ilgilendirmez: He can do it for aught I care! Varsın yapsın, bana ne!

FOR AUGHT I KNOW : English Turkish Redhouse

enim bildiğime göre, bildiğim kadarıyla: He's still in Paris for aught I know. Benim bildiğime göre hâlâ Paris'te

FOR BETTER OR FOR WORSE : English Turkish Redhouse

iyi de olsa, kötü de olsa; anca beraber kanca beraber

FOR CERTAIN : English Turkish Redhouse

muhakkak, kesinlikle

FOR DEAR LIFE : English Turkish Redhouse

vargücüyle

FOR EFFECT : English Turkish Redhouse

gösteriş için

FOR EVER : English Turkish Redhouse

sonsuza kadar, ebediyen

FOR EVER AND A DAY : English Turkish Redhouse

konuşma diliilelebet, daima

FOR EVER AND EVER : English Turkish Redhouse

ilelebet, ebediyen

FOR EXAMPLE : English Turkish Redhouse

örneğin, mesela

FOR FEAR OF : English Turkish Redhouse

korkusundan, korkusuyla,
den korkarak

FOR FREE : English Turkish Redhouse

konuşma dilibedava, parasız

FOR FUN : English Turkish Redhouse

zevk için.
şakadan

FOR GOOD : English Turkish Redhouse

konuşma dili
bir daha dönmemek üzere (gitmek).
gerçekten.
kesinlikle

FOR GOOD MEASURE : English Turkish Redhouse

fazladan, ek olarak

FOR GOODNESS SAKE! : English Turkish Redhouse

Allah aşkına!

FOR HEAVEN'S SAKE : English Turkish Redhouse

Allah aşkına

FOR HEAVEN'S SAKE! : English Turkish Redhouse

Allah aşkına!

FOR HIRE : English Turkish Redhouse

kiralık

FOR INSTANCE : English Turkish Redhouse

örneğin, mesela