English
FOREIGN PARTS : English Turkish Redhouse
dış ülkeler, yabancı ülkeler
FOREIGN SECRETARY : English Turkish Redhouse
Dışişleri Bakanı
FOREIGN TRADE : English Turkish Redhouse
dış ticaret
FOREIGNER : English Turkish Redhouse
for.eign.erisim yabancı, ecnebi
FOREKNOWLEDGE : English Turkish Redhouse
fore.knowl.edgefor'nalîc isim önceden bilme
FORELADY : English Turkish Redhouse
fore.la.dyfor'leydi isim işçibaşı kadın
FORELEG : English Turkish Redhouse
fore.legfor'leg isim (hayvanlarda) ön ayak
FOREMAN : English Turkish Redhouse
fore.manfor'mın isim (foremen)
işçibaşı; ustabaşı.
hukuk jüri başkanı
FOREMOST : English Turkish Redhouse
fore.mostfor'most sıfat başta gelen, en öndeki. zarf başta
FORENAME : English Turkish Redhouse
fore.namefor'neym isim ilk isim; küçük isim
FORENSIC : English Turkish Redhouse
fo.ren.sicfıren'sîk sıfat
mahkemeye ait.
münazaraya ait, hitabetle ilgili
FORENSIC MEDICINE : English Turkish Redhouse
adli tıp
FORENSICS : English Turkish Redhouse
fo.ren.sicsisim münazara sanatı
FOREPLAY : English Turkish Redhouse
fore.playfor'pley isim cinsel ilişkiden önce oynaşma, peşrev, ön oyun
FORERUNNER : English Turkish Redhouse
fore.run.nerfor'r^nır isim
haberci; önden gelen.
selef, öncel
FORESEE : English Turkish Redhouse
fore.seeforsi' fiil (foresaw, foreseen) önceden görmek, önceden sezmek
FORESHADOW : English Turkish Redhouse
fore.shad.owforşä'do fiil (birinin, bir şeyin) habercisi olmak
FORESIGHT : English Turkish Redhouse
fore.sightfor'sayt isim öngörü, ileri görüş; basiret, sağgörü
FORESKIN : English Turkish Redhouse
fore.skinfor'skîn isim, anatomi sünnet derisi
FOREST : English Turkish Redhouse
for.estfôr'îst isim orman. fiil ağaç dikip orman haline getirmek, ağaçlandırmak, ormanlaştırmak
FOUNDER : English Turkish Redhouse
found.erisim dökümcü, dökmeci
FOUNDLING : English Turkish Redhouse
found.lingfaund'lîng isim buluntu, terkedilip sokakta veya başka bir yerde bulunan bebek
FOUNDRY : English Turkish Redhouse
foun.dryfaun'dri isim dökümhane
FOUNT : English Turkish Redhouse
fountfaunt isim pınar, kaynak, çeşme
FOUNTAIN : English Turkish Redhouse
foun.tainfaun'tın isim
fıskıye.
çeşme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani