English
FRAME OF MIND : English Turkish Redhouse
(ruhi) hal, durum: I left him in a cheerful frame of mind. Onu neşeli bir halde bıraktım
FRAME-UP : English Turkish Redhouse
frame-upisim, argo suçu (aslında suçsuz olan birine) yıkma, kumpas kurma, kumpas, tuzak
FRAMEWORK : English Turkish Redhouse
frame.workisim (binaya ait) iskelet, karkas
FRAMING : English Turkish Redhouse
fram.ingfrey'mîng isim (binaya ait) iskelet, karkas
FRANC : English Turkish Redhouse
francfränk isim (Fransa, Belçika, İsviçre para birimi) frank
FRANCE : English Turkish Redhouse
Francefräns isim Fransa
FRANCHISE : English Turkish Redhouse
fran.chisefrän'çayz isim
the oy hakkı.
(şirketin bayie tanıdığı) imtiyaz
FRANK : English Turkish Redhouse
frankfrängk fiil (posta pulunu) damgalamak; (zarfın üstüne) posta damgasını veya posta ücretinin ödenmiş olduğunu gösteren bir işareti basmak
FRANKFURTER : English Turkish Redhouse
frank.furt.erfrängk'fırtır isim bir çeşit sosis
FRANKLY : English Turkish Redhouse
frank.lyzarf açıkça
FRANKNESS : English Turkish Redhouse
frank.nessisim açıksözlülük
FRANTIC : English Turkish Redhouse
fran.ticfrän'tîk sıfat
çılgına dönmüş.
çok acele ve telaşlı; çılgın
FRATERNAL : English Turkish Redhouse
fra.ter.nalfrıtır'nıl sıfat
kardeşçe.
kardeşlere özgü
FRATERNISE : English Turkish Redhouse
frat.er.nisefrät'ırnayz fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız fraternize
FRATERNITY : English Turkish Redhouse
fra.ter.ni.tyfrıtır'nıti isim
kardeşlik.
erkek üniversite öğrencilerine ait birlik
FRATERNIZE : English Turkish Redhouse
frat.er.nizefrät'ırnayz fiil arkadaşlık etmek: Officers are forbidden to fraternize with enlisted men. Subayların eratla arkadaşlık etmesi yasak
FRAUD : English Turkish Redhouse
fraudfrôd isim
dolandırıcılık, sahtekârlık, hile, aldatma, desise.
dolandırıcı, sahtekâr, hileci
FRAUDULENT : English Turkish Redhouse
fraud.u.lentfrôc'ılınt sıfat hileli
FRAUDULENT BANKRUPTCY : English Turkish Redhouse
hukukhileli iflas
FRAUDULENT TRANSACTION : English Turkish Redhouse
hukukhileli muamele
FRAUGHT : English Turkish Redhouse
fraughtfrôt sıfat (ile) dolu: a qourney fraught with danger tehlike dolu bir seyahat
FRAY : English Turkish Redhouse
frayfrey fiil (kumaşı, ipi) yıpratmak; yıpranmak; saçaklanmak
FRAZZLE : English Turkish Redhouse
fraz.zlefräz'ıl isim bakınız worn to a frazzle
FREAK : English Turkish Redhouse
freakfrik isim
hilkat garibesi.
garabet; garip bir olay.
argo hastası, delisi: a soccer freak futbol hastası. fiil, argo
out çılgına döndürmek; çılgına dönmek.
out küplere bindirmek; küplere binmek
FRECKLE : English Turkish Redhouse
freck.lefrek'ıl isim çil
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani