Multilingual Turkish Dictionary English

FULFILLMENT : English Turkish Redhouse

ful.fill.mentisim
yerine getirme, yapma.
içindeki potansiyelini iyi kullanmaktan doğan memnuniyet

FULIGINOUS : English Turkish Redhouse

fu.lig.i.nousfyulîc'ınıs sıfat
isli; is dolu.
is renginde, is renkli

FULL : English Turkish Redhouse

fullfûl sıfat
(of) (ile) dolu: The glass was full. Bardak doluydu. The glass was full of water. Bardak suyla doluydu.
tam: full member tam üye. a full hour tam bir saat.
doymuş, karnı tok.
bol (giysi).
dolgun

FULL DRESS : English Turkish Redhouse

çok resmi toplantılarda giyilen elbise

FULL FARE : English Turkish Redhouse

tam bilet

FULL GENERAL : English Turkish Redhouse

askeriorgeneral

FULL MEASURE : English Turkish Redhouse

tam ölçü

FULL MEMBERSHIP : English Turkish Redhouse

tam üyelik

FULL MOON : English Turkish Redhouse

dolunay

FULL SPEED : English Turkish Redhouse

tam sürat

FULL STOP : English Turkish Redhouse

İngiliz İngilizcesi, dilbilgisinokta (noktalama işareti)

FULL TO OVERFLOWING : English Turkish Redhouse

ağzına kadar dolu, dopdolu

FULL TO THE BRIM : English Turkish Redhouse

ağzına kadar dolu, dopdolu

FULL-BLOODED : English Turkish Redhouse

full-blood.edsıfat
safkan.
tam bir, gerçek bir

FULL-BLOWN : English Turkish Redhouse

full-blownsıfat tamamen açmış; tam gelişmiş

FULL-FLEDGED : English Turkish Redhouse

full-fledgedsıfat tam, gerçek, ehliyetli

FULL-GROWN : English Turkish Redhouse

full-grownsıfat tamamıyla büyümüş; yetişkin

FULL-LENGTH : English Turkish Redhouse

full-lengthsıfat tam boy (portre)

FULL-TIME : English Turkish Redhouse

full-timesıfat fultaym, tamgün

FULL-TIME JOB : English Turkish Redhouse

tamgün bir çalışma gerektiren iş

FULLBACK : English Turkish Redhouse

full.backisim, futbol bek

FULLY : English Turkish Redhouse

ful.lyzarf tamamen, tamamıyla

FULMINATE : English Turkish Redhouse

ful.mi.natef^l'mıneyt fiil against (-e) ateş püskürmek

FUMBLE : English Turkish Redhouse

fum.blef^m'bıl fiil
el yordamıyla aramak, yoklamak.
(oyunda) topu düşürmek. isim topu düşürme

FUME : English Turkish Redhouse

fumefyum fiil
öfkeli olmak.
pis kokulu gazları yaymak