English
VERDIGRIS : English Turkish Redhouse
ver.di.grisvir'dıgris, vır'dıgrîs isim
bakır pası.
bakır yeşili
VERGE : English Turkish Redhouse
vergevırc isim
sınır, kenar: on the verge of a cliff uçurumun kenarında.
eşik: on the verge of war savaşın eşiğinde. on the verge of insanity deliliğin eşiğinde. I was on the verge of leaving when he arrived. O geldiğinde ben gitmek üzereydim. She is on the verge of accepting our job offer. İş teklifimizi kabul etmek üzere. We were on the verge of colliding. Az daha çarpışacaktık
VERIFIABLE : English Turkish Redhouse
verifiablesıfat gerçekliği kanıtlanabilir
VERIFICATION : English Turkish Redhouse
ver.i.fi.ca.tionverıfıkey'şın isim doğrulama, gerçekleme
VERIFY : English Turkish Redhouse
ver.i.fyver'ıfay fiil doğrulamak, gerçeklemek, teyit etmek, tasdik etmek
VERITABLE : English Turkish Redhouse
ver.i.ta.blever'ıtıbıl sıfat gerçek, hakiki
VERMICELLI : English Turkish Redhouse
ver.mi.cel.livırmısel'i, vırmıçel'i isim tel şehriye
VERMILION : English Turkish Redhouse
ver.mil.ionvırmîl'yın isim
al renk, kızıl.
sülüğen. sıfat al, kızıl. fiil sülüğen sürmek
VERMIN : English Turkish Redhouse
ver.minvır'mîn isim, çoğul
haşarat.
fareler; sıçanlar.
haşarat, aşağılık ve zararlı kimseler
VERMOUTH : English Turkish Redhouse
ver.mouthvırmuth' isim vermut
VERNACULAR : English Turkish Redhouse
ver.nac.u.larvırnäk'yılır isim
konuşma dili.
anadili.
yaşayan dil.
ağız, lehçe, dil. sıfat
konuşma diline ait; konuşulan (dil).
anadilinin kullanıldığı; anadilinde yazılan veya söylenen.
konuşma dilinde kullanılan
VERNAL : English Turkish Redhouse
ver.nalvır'nıl sıfat
ilkbahara ait.
ilkbaharda olan
VERNAL EQUINOX : English Turkish Redhouse
ahar noktası, ilkbahar noktası (27 Mart'a rastlayan ekinoks)
VERSATILE : English Turkish Redhouse
ver.sa.tilevır'sıtîl sıfat
elinden her iş gelen.
birçok işe uygun (alet, makine).
çok yönlü
VERSE : English Turkish Redhouse
versevırs isim
dize, mısra: the first three verses of the poem şiirin ilk üç dizesi.
koşuk, nazım: in verse rather than in prose düzyazıdan ziyade koşuk olarak.
ayet: a verse from the Koran Kuran'dan bir ayet
VERSIFY : English Turkish Redhouse
ver.si.fyvır'sıfay fiil
şiir haline koymak.
şiir ile ifade etmek.
şiir yazmak
VERSION : English Turkish Redhouse
ver.sionvır'qın, ver'şın isim
yorum, anlatış: This version of what was said in the meeting is incorrect. Toplantıda söylenenlerin bu yorumu yanlış.
çeviri, tercüme: the English version of that book o kitabın İngilizce çevirisi.
biçim, versiyon: A new version of this word- processing program recently came on the market. Son zamanlarda bu kelime işlem programının yeni bir versiyonu piyasaya çıktı
VERTEBRA : English Turkish Redhouse
ver.te.bravır'tıbrı isim, anatomi (vertebrae/vertebras) omur, vertebra
VERTEBRATE : English Turkish Redhouse
ver.te.bratevır'tıbreyt, vır'tıbrît sıfat omurgalı. isim omurgalı hayvan
VERTICAL : English Turkish Redhouse
ver.ti.calvır'tîkıl sıfat düşey, dikey. isim
düşey doğru.
düşey düzlem
VERTIGO : English Turkish Redhouse
ver.ti.govır'tıgo isim (vertigoes/vertigines) baş dönmesi
VERVE : English Turkish Redhouse
vervevırv isim canlılık
VERY : English Turkish Redhouse
ver.yver'i zarf
çok, pek, gayet: very good çok iyi. very warm pek sıcak. He speaks English very well. İngilizceyi gayet iyi konuşuyor.
tam: You just said the very opposite. Demin bunun tam tersini söyledin. We have the very same table: Bizde o masanın aynı var. He used the very same words. Aynı sözcükleri kullandı.
en: Give me the very best! Bana en iyisini ver! I did my very best. Elimden gelen her şeyi yaptım. sıfat He lives in the very center of the town. Şehrin tam göbeğinde oturuyor. That's the very thing I'm looking for. Tam aradığım şey o. At that very moment she was preparing to leave. Tam o anda gitmeye hazırlanıyordu. That day he sat in this very chair! O gün işte bu sandalyede oturdu! The very idea of it thrilled them. Düşüncesi bile yüreklerini hoplatıyordu. Nitelediği sözcüğü vurgulamak için kullanılır:
VERY GOOD! : English Turkish Redhouse
İngiliz İngilizcesiTamam! Very good, sir! Tamam, efendim
VERY LATE : English Turkish Redhouse
çok geç
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani