Multilingual Turkish Dictionary

English

English
UNSATURATED : English Turkish Textile

doymamış

UNSCOURED SILK : English Turkish Textile

ham ipek, grej ipeğiAçıklama: Birkaç tane ipek lifinin bir araya getirilerek bükülmesiyle elde edilen ipek iplikleridir

UNSHRINKABILITY : English Turkish Textile

çekmezlik

UNSHRINKABLE : English Turkish Textile

çekmez

UNSTABLE : English Turkish Textile

kararsız, istikrarsız

UNSTABLE STATE : English Turkish Textile

kararsız durum

UNSTEADY : English Turkish Textile

kararsız durum

UNTIE : English Turkish Textile

ağı çözmek

UNTREATED : English Turkish Textile

işlenmemiş, ham

UNUSUAL : English Turkish Textile

anormal ( olağanüstü )

UNWASHED : English Turkish Textile

yıkanmamış

UNWIND : English Turkish Textile

sargıyı boşaltmak, rolik açmak

UPHOLSTERY FABRIC : English Turkish Textile

döşemelik kumaş

UPPER PART : English Turkish Textile

Üst parça

UPPER YARN : English Turkish Textile

Üst iplik

UPPER YARN SUCTION ARM : English Turkish Textile

Üst iplik emiş kolu

UPTAKE : English Turkish Textile

çektirme

UREA FORMALDEHYDE RESIN : English Turkish Textile

üre formaldehit reçinesi

URIC ACID : English Turkish Textile

ürik asit

USE : English Turkish Textile

kullanım, kullanmak

USED OIL : English Turkish Textile

Kullanılmış yağ

VACUUM AGER : English Turkish Textile

vakum buharlayıcı