English
FIRM : English Turkish
v. sağlamlaştırmak, pekiştirmek, sağlamlaşmak, pekişmek, yükselmeye başlamak, canlanmak (piyasa)
FIRM : English Turkish
adj. sert, katı, sabit, kesin, metin, sağlam, sıkı, dayanıklı, kararlı, emin
FIRM : English Turkish
adv. sıkıca, sıkı sıkı
FIRM AND ABIDING : English Turkish
sabit, kalıcı, kolay hareket etmeyen, kolayca hareket ettirilemeyen, dayanıklı, sürekli, stabil
FIRM AS A ROCK : English Turkish
kaya gibi sağlam, sabit, sarsılmaz, boyun eğmez, inatçı; katı, sert
FIRM BASE : English Turkish
sağlam temeller, katı temel
FIRM BELIEVER : English Turkish
sıkı/sağlam inanan, güçlü inancı olan kimse, ikna olmuş kimse
FIRM BREASTS : English Turkish
sıkı gögüsler, çökmeyen gögüsler, pörsümemiş gögüsler
FIRM CONTRACT : English Turkish
sağlam kontrat, kolaylıkla bozulamayan kontrat
FIRM DECISION : English Turkish
kesin çözüm, kesin karar, kararlı düşünce, kesin hüküm
FIRM FAITH : English Turkish
sağlam inanç, sıkı inanç, baki inanç, sağlam inanç
FIRM GROUND : English Turkish
sağlam zemin, katı toprak, sert topraklı bölge; katı temeller
FIRM INTENTION : English Turkish
n. azim
FIRM MEASURES : English Turkish
sıkı tedbirler, güçlü etki/davranış, kararlı hareket
FIRM OFFER : English Turkish
sıkı teklif, mükemmel teklif, iyi teklif
FIRM POSITION : English Turkish
sağlam pozisyon, güçlü duruş, kararlı bakış açısı, inatçı görüş, sarsılmaz inanç, sabit davranış
FIRM RELATIONS : English Turkish
sıkı ilişkiler, iyi ilişkiler, sarsılmaz arkadaşlık, baki ilişkiler
FIRM RESOLVE : English Turkish
kararlı niyet, sarsılmaz karar
FIRM STAND : English Turkish
sağlam pozisyon, güçlü duruş, kararlı bakış açısı, inatçı görüş, sarsılmaz inanç, sabit davranış
FIRM UP : English Turkish
katılaştırmak, sertleştirmek, daha sıkı olmak; daha sağlam ve sıkı olmasına sebep olmak; yerleşmek, kesinleştirmek, aydınlatmak; egzersiz yolu ile güçlendirmek veya şekillendirmek (ör. bir kas veya vücudun bir parçası)
FIRMAMENT : English Turkish
n. gök, sema, gök kubbe
FIRMAMENTAL : English Turkish
adj. semaya ilişkin, gök ile alakalı, cennete ilişkin
FIRMAN : English Turkish
n. ferman
FIRMLY : English Turkish
adv. sıkıca, sıkı sıkı, sımsıkı, kesin olarak, kararlı bir şekilde
FIRMLY FIXED : English Turkish
ir yere sağlam bir şekilde yerleştirilmiş, kolayca hareket etmeyen veya ettirilemeyen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani