Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FIRST CHOICE : English Turkish

ilk şeçim, öncelikli tercih, en çok yeğleme

FIRST CHOP : English Turkish

irinci sınıf

FIRST CLASS : English Turkish

first class, birinci sınıf, birinci mevki, sınavda birincilik, sınav birincisi

FIRST CLASS SEAMAN : English Turkish

irinci sınıf denizci, donanmada birinci sınıf rütbedeki denizci

FIRST COME FIRST SERVED : English Turkish

ilk gelene ilk önce hizmet edilir

FIRST COMER : English Turkish

ilk gelen

FIRST CONSUL : English Turkish

Birinci Konsolos, antik Roma'da Romalı devlet başkanının ünvanı; I. Napolyon Bonapart'ın ünvanlarından biri

FIRST COST : English Turkish

üretim maliyeti

FIRST COURSE : English Turkish

ordövr

FIRST COUSIN : English Turkish

amca çocuğu, teyze çocuğu, kuzen

FIRST DAYS OF A MONTH : English Turkish

n. aybaşı

FIRST DEGREE BURNS : English Turkish

irinci derece yanıklar, kızarmaya neden olan ancak kabarcıklanma (su toplanması) yaratmayan orta derece deri yanığı, en az ciddi yanık

FIRST DEGREE MURDER : English Turkish

irinci derecede cinayet, tasarlanmış cinayet, önceden tasarlanarak işlenen cinayet

FIRST DRINK ON THE HOUSE : English Turkish

ilk içkiler ev sahibinden, herkesin ilk içkisini kendisi karşılayan mekan, ilk içkiler bedava

FIRST DUKE OF WELLINGTON : English Turkish

Wellington
Dükü, Arthur Wellesley (
1852), Waterloo'da Napolyon'u yenilgiye uğratan İngiliz komutan, İngiltere başbakanı (
1830)

FIRST EDITION : English Turkish

ilk baskı, edebi bir çalışmanın ilk basımı, ilk baskının bir kopyası

FIRST FINGER : English Turkish

işaret parmağı, baş parmak

FIRST FLOOR : English Turkish

irinci kat [brit.], zemin kat [amer.]

FIRST FRUITS : English Turkish

n. ilk ürün, ilk sonuç, semere

FIRST FRUITS FESTIVAL : English Turkish

İlk Meyveler Bayramı, Şavuot hasat bayramı (Musevilik)

FIRST GEAR : English Turkish

irinci vites, motordaki en düşük vites

FIRST GENERATION : English Turkish

irinci nesil, soydaki ilk dönem

FIRST GENERATION COMPUTERS : English Turkish

irinci nesil bilgisayarlar, 1950'lerde geliştirilen ve vakum tüplari vasıtasıyla çalışan çok erken dönem bilgisayarları

FIRST GLANCE : English Turkish

ilk bakış; başlangıç kıvılcımı, ilk heves

FIRST GLIMPSE : English Turkish

ilk bakış, ilk görüş