Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FIRST OFFICER : English Turkish

ikinci kaptan

FIRST OR LAST : English Turkish

er geç

FIRST PAPERS : English Turkish

n. vatandaşlık başvurusu

FIRST PART : English Turkish

ölüm 1, başlangıç, 1'inci bölüm

FIRST PARTY INSURANCE : English Turkish

ir araba kazasına karışan bir araç sürücüsünün hasarını karşılayan sigorta

FIRST PASSOVER : English Turkish

Birinci Hamursuz Bayram, eskiden tapınakta Nisan ayında gerçekleşen kurban töreni (Musevilik)

FIRST PAYMENT : English Turkish

ilk ödeme, bir dizi ödemenin ilki

FIRST PERSON : English Turkish

irinci şahıs [dilb.]

FIRST PLACE : English Turkish

en yüksek makam/pozisyon, en yüksek mevki

FIRST PRESSURE : English Turkish

tetik boşluğunu alma, ilk basınç, parmağın tam olarak çekip ateşlemeden önce tetiğe yaptığı ilk baskı

FIRST PRIORITY : English Turkish

ilk öncelik, önceliği olan, büyük öneme sahip olan

FIRST PRIZE : English Turkish

en yüksek ödül

FIRST QUARTER : English Turkish

ilk çeyrek; bir takvim yılının ilk üç ayı

FIRST QUARTERLY : English Turkish

ir yılın ilk dörtte birlik bölümü, bir takvim yılının ilk üç ayı (Ocak, Şubat,Mart), ilk çeyrek itibarıyla

FIRST RAIN : English Turkish

mevsimin ilk yağmuru

FIRST RAIN OF THE SEASON : English Turkish

mevsimin ilk yağmuru, sezonun ilk yağmuru

FIRST RAINFALL : English Turkish

n. mevsimin ilk yağmuru

FIRST RATE : English Turkish

üstün kâliteli, birinci sınıf

FIRST READING : English Turkish

teklif edilen bir kanunun parlamentodaki ilk oylaması ve onun tartışılmak üzere alt komisyona gönderilmesi

FIRST READING {OF A BILL} : English Turkish

ir tasarının yasama organına ilk sunumu

FIRST REICH : English Turkish

Birinci İmparatorluk, 800 ve 1806 yılları arasında Almanya'yı yöneten ilk imparatorluk

FIRST RESULT : English Turkish

n. ilk sonuç

FIRST RUN : English Turkish

n. ilk oynatım

FIRST RUNNER-UP : English Turkish

ir müsabakada ikinci olan takım veya oyuncu

FIRST SALE OF THE DAY : English Turkish

n. siftah