Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FISH SOUP : English Turkish

alık çorbası, balıktan yapılan çorba, esas bileşen olarak balık içeren çorba

FISH STICK : English Turkish

n. balık çubukları, ince uzun galeta unu ile pane haline getirilmiş balık parçaları

FISH STORY : English Turkish

n. balıkçı masalı, palavra

FISH TACKLE : English Turkish

n. balık takımı, balık tutmak için alet edevat

FISH TANK : English Turkish

n. akvaryum

FISH'S SPINE : English Turkish

n. kılçık

FISHABLE : English Turkish

adj. balık avlanabilir, yasal olarak avlanabilir durumdaki balık

FISHBALL : English Turkish

n. balık keki, balık topu, top şekline getirilmiş ve pişirilmiş küçük küçük doğranmış balık ve diğer bileşenler

FISHBONE : English Turkish

n. kılçık

FISHBOWL : English Turkish

n. süs balığı veya diğer balık türlerinin içerisinde saklandığı cam kase, bir çeşit akvaryum

FISHCAKE : English Turkish

n. balık topu, kızartılmış balık mantısı, top şekline getirilmiş ve pişirilmiş küçük küçük doğranmış balık ve diğer bileşenler

FISHER : English Turkish

n. balıkçı

FISHERMAN : English Turkish

n. balıkçı

FISHERMAN'S KNOT : English Turkish

n. Balıkçı Düğümü, aynı kalınlıkta olan iki ipi bağlamak için olan kullanışlı düğüm

FISHERMAN`S KNOT : English Turkish

düğüm çeşidi, balıkçı düğümü

FISHERY : English Turkish

n. balıkçılık, balıkçılık bilgisi, balık tutulan yer

FISHES : English Turkish

n. Balık burcu, Pisces, balık burcu, Zodyak'ın on ikinci simgesi

FISHES : English Turkish

n. balık [astr.], balık burcu [astr.], balık takımyıldızı [astr.]

FISHEYE : English Turkish

n. balık gözü, kusur, hata, defo (plastik işçiliğinde); soğuk ve şüphelenen bakış

FISHFINGER : English Turkish

n. (İngiltere ve Avustralya) balık çubuğu, ince uzun galeta unu ile pane haline getirilmiş balık parçaları

FISHHAWK : English Turkish

n. Avrupa ve Amerika'ya özgü balıkkartalı

FISHHOOK : English Turkish

n. olta, palanga çengeli, olta iğnesi

FISHILY : English Turkish

adv. garip bir şekilde, tuhaf bir şekilde, sıradışı bir şekilde, olağandışı bir şekilde

FISHINESS : English Turkish

n. gariplik, şüphe, belirsizlik; şüpheli şey; balık içerme vasfı; balık gibi olma özelliği; ifadesizlik, donukluk, soğukluk

FISHING : English Turkish

n. balık avı, balık tutma, ağız arama