Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FISHING BOAT : English Turkish

alıkçı teknesi

FISHING GEAR : English Turkish

n. olta takımı

FISHING INDUSTRY : English Turkish

alıkçılık endüstrisi (çiftlik balıkçılığı), balık yetiştirme ve büyüdüklerinde onları havuzlardan çekme ile ilgilenen sınıf/şube

FISHING IS NOT ALLOWED HERE : English Turkish

urada balık tutmak yasak

FISHING LINE : English Turkish

n. olta, olta ipi

FISHING NET : English Turkish

alık ağı

FISHING POLE : English Turkish

n. olta kamışı

FISHING ROD : English Turkish

olta kamışı, olta

FISHING SEASON : English Turkish

n. balıkçılık sezonu, kanun tarafından balık avlanmasına müsade edilen sezon

FISHING SMACK : English Turkish

küçük balıkçı gemisi

FISHING TACKLE : English Turkish

olta takımı, balıkçı takımı

FISHING VILLAGE : English Turkish

n. balıkçı köyü

FISHKNIFE : English Turkish

n. balık bıçağı, balık kesmek için kullanılan bıçak (yerken)

FISHLINE : English Turkish

n. misina, olta, ucunda balık yakalamak için yem tutturulmuş kanca olan naylondan yapılmış elastik ip

FISHMAN : English Turkish

n. balıkçı, balık yakalayan kimse

FISHMARKET : English Turkish

n. balıkçı dükkanı, balıkların sergilendiği ve satıldığı market

FISHMONGER : English Turkish

n. balıkçı, balık satıcısı

FISHMONGER'S LANGUAGE : English Turkish

alıkçı dili, kaba dil, terbiyesiz dil

FISHNET : English Turkish

n. ağ

FISHPASTE : English Turkish

n. balıktan veya kabuklu deniz hayvanlarından yapılan makarna

FISHPOND : English Turkish

n. balık havuzu

FISHPOT : English Turkish

n. hurda balıkçı teknesi

FISHSKIN : English Turkish

adj. balığın derisi; kondom, prezervatif (Argo); dolar banknotu (Argo)

FISHSKIN DISEASE : English Turkish

n. balık derisi hastalığı, derinin pullanması hastalığı, sedef, pup pul olmuş deri ile karakterize kalıtsal deri hastalığı

FISHTAIL : English Turkish

n. ileri geri hareket, balık kuyruğu tarafından yapılan harekete benzer hareket (araba veya uçağın kuyruğu tarafından yapılan)