Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FLEABITE : English Turkish

n. pire ısırığı; minik tahriş; küçük rahatsız edici ısırık; aşırı derecede küçük sıkıntı

FLEABITTEN : English Turkish

adj. pire tarafından ısırılmış; değersiz; kirli ve kötü durumda (ev, mekan, vb.)

FLEADH : English Turkish

n. Irlanda'ya ait müzik ve dansların yapıldığı şenlik olayı; İrlanda veya Galler kültürü festivali

FLEAM : English Turkish

n. damarları açmakta veya dişetini kesmekte kullanılan keskin cerrah bıçağı

FLEAPIT : English Turkish

n. (Gayrı resmi) kirli eski ve dökülen sinema salonu; (Argo) pire evi

FLEAWORT : English Turkish

n. Avrupa'da yetişen ve tohumları tıbbi amaçlarla kullanılan bitki

FLECK : English Turkish

n. benek, nokta, çil, leke, parçacık, tanecik

FLECK : English Turkish

v. lekelemek, beneklemek

FLECK OF SNOW : English Turkish

n. kar taneciği

FLECKED : English Turkish

adj. beneklerle kaplı, benekli, çilli, çizgi çizgi olmak

FLECKER : English Turkish

v. lekelemek, beneklemek

FLECKY : English Turkish

adj. benekli, beneklerle kaplı, çilli

FLECTION : English Turkish

n. bükülme, esneme, kıvrım, çekim [dilb.]

FLED AS FAST AS HIS LEGS COULD CARRY HIM : English Turkish

acaklarının onu taşıyabileceği kadar hızlı tüymek, mümkün olduğu kadar hızlı kaçmak, hayatı için koşmak

FLED THE COUNTRY : English Turkish

v. ülkeden kaçmak, ülkeden dışarı çıkmak, ülkeden tüymek, ülkeden firar etmek

FLEDGE : English Turkish

v. tüylenmek (kuş), tüyleri çıkmak, tüyleri çıkıncaya kadar bakmak, tüylendirmek, tüylerle kaplamak, tüy takmak (ok)

FLEDGED : English Turkish

adj. tüyleri olan, kuş tüylü; uçabilir; olgun, olgunlaşmış

FLEDGELESS : English Turkish

adj. tüysüz, tüyleri olmayan

FLEDGELING : English Turkish

n. yavru kuş, tüyleri yeni çıkmış kuş, acemi çaylak

FLEDGLING : English Turkish

n. yavru kuş, tüyleri yeni çıkmış kuş, acemi çaylak

FLEDGY : English Turkish

adj. tüylü (kuş), tüyle kaplı

FLEE : English Turkish

v. kaçmak, sıvışmak, tüymek, aceleyle çıkmak, akıp gitmek, kaçınmak, terketmek

FLEE FROM : English Turkish

v. sakınmak, çekinmek, kaçınmak

FLEE FROM JUSTICE : English Turkish

v. adaletten kaçmak

FLEE THE COUNTRY : English Turkish

v. ülkesinden kaçmak, ülkeden firar etmek