Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FLEXTIME : English Turkish

n. esnek çalışma saatleri sistemi

FLEXUOUS : English Turkish

adj. kavislerle dolu, eğimli ve kıvrımlı; hareket veya faaliyette esnek olan

FLEXURAL : English Turkish

adj. eğilip bükülmeye ilişkin, esnemeye ilişkin

FLEXURE : English Turkish

n. eğilme

FLIBBERTIGIBBET : English Turkish

n. dedikoducu kimse, hoppa tip

FLICK : English Turkish

n. fiske, parmak şıklatmak, şaklama sesi, ani hareket, film

FLICK : English Turkish

v. fiske atmak, fiske vurmak, hafifçe vurmak

FLICK KNIFE : English Turkish

(İngiliz İngilizcesi) sustalı, sapındaki bir düğmeye basılmak suretiyle açılan yay mekanizmalı cep bıçağı

FLICK THROUGH : English Turkish

v. gözden geçirmek, göz atmak, sayfaları birer birer çevirmek

FLICKER : English Turkish

n. titrek ışık, titrek alev, titreme, ürperme, geçici belirti

FLICKER : English Turkish

v. alevlenmek, titremek, titreşmek, hızla ve sessizce önünden geçmek

FLICKER OF HOPE : English Turkish

ümit ışığı

FLICKERING : English Turkish

adj. titrek, titreşen

FLICKERING LIGHTS : English Turkish

yanıp sönen ışıklar, titreşen ışıklar

FLICKERINGLY : English Turkish

adv. hafifçe ışıldayarak, hafifçe ışık vererek, düzensiz ışıklar yayarak

FLICKERMOUSE : English Turkish

n. (Zooloji) flittermouse, Avrupa'ya özgü küçük yarasa

FLICKS : English Turkish

n. sinema

FLIER : English Turkish

n. uçan canlı, havacı, pilot, trapezci, el ilanı, hızlı tren, ekspres otobüs

FLIES : English Turkish

n. sinekler

FLIGHT : English Turkish

n. kaçma, uçuş, uçma, kuş sürüsü, böcek sürüsü, yağmur (kurşun, ok vb.), akış, kaçış, firar, geri çekilme

FLIGHT ATTENDANT : English Turkish

hostes, uçuş görevlisi

FLIGHT CAPITAL : English Turkish

n. kaçak sermaye

FLIGHT COMMANDER : English Turkish

hava kuvvetlerinde kol komutanı, iki veya daha fazla uçaktan oluşan bir birimin komutanı olan kimse, uçuşta ekip lideri (ABD Ordusu)

FLIGHT CREW : English Turkish

n. tüm uçak mürettebatı (pilot, yardımcı pilot, host ve hostesler)

FLIGHT DECK : English Turkish

unway of an aircraft carrier located on the upper deck; uçağın kokpiti