Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FLIGHTLESS : English Turkish

adj. uçamayan

FLIGHTY : English Turkish

adj. hoppa, uçarı, gelgeç, kararsız, maymun iştahlı, sorumsuz, düşüncesiz, aklı bir karış havada

FLIMFLAM : English Turkish

n. saçmalık, zırva, boş lâf, hile, dolap

FLIMFLAM : English Turkish

v. dolandırmak, kandırmak

FLIMFLAMMER : English Turkish

n. hilekar, dolandırıcı (Argo)

FLIMSIES : English Turkish

n. kâğıt para, banknot

FLIMSILY : English Turkish

adv. zayıf bir şekilde; sağlam ve sebatkar olmayan bir tarzda, istikrarsız, düzensiz

FLIMSINESS : English Turkish

n. dayanıksızlık, çürüklük, inandırıcı olmama, akla yatkın olmama, yetersizlik, eksiklik

FLIMSY : English Turkish

n. ince kopya kâğıdı, pelür, banknot, kâğıt para

FLIMSY : English Turkish

adj. dayanıksız, çürük, sudan, inandırıcı olmayan

FLIMSY EXCUSE : English Turkish

sudan bahane, pek inandırıcı olmayan açıklama, gerçekdışı savunma, yetersiz mazeret

FLINCH : English Turkish

v. kaçınmak, sakınmak, çekinmek, korkmak, yüzmek (balina, ayibaligi)

FLINCHER : English Turkish

n. korku veya azap gösteren kimse, kaçınan kimse, korkan kimse, çekinen kimse, ürken kimse

FLINCHINGLY : English Turkish

adv. sakınarak, çekinerek, korkarak, korku veya acı göstererek

FLINDER : English Turkish

n. fargman, parça, kıymık

FLINDERS : English Turkish

n. parçalar, kıymıklar

FLING : English Turkish

n. fırlatma, atma, atış, binicisini atma, deneme, atılma, doya doya eğlenme, kurtlarını dökme, İskoç dansı

FLING : English Turkish

v. atmak, fırlatmak, savurmak, atılmak, girişmek, fırlamak, ani hareket etmek

FLING AWAY : English Turkish

fırlatıp atmak, atmak, boşa harcamak, saçıp savurmak

FLING DIRT AT SMB : English Turkish

çamur atmak, iftira atmak

FLING DOWN THE GAUNTLET : English Turkish

düelloya davet etmek, meydan okumak

FLING DOWN THE GLOVE : English Turkish

düelloya davet etmek, meydan okumak

FLING IN SOMEONE'S FACE : English Turkish

yüzüne vurmak, suçlamak

FLING OFF : English Turkish

çıkarıp atmak, izini kaybettirmek, dağıtmak, yaymak, üzerinden atmak, silkinip atmak, binicisini atmak

FLING ON : English Turkish

sırtına almak (giysi), omzuna almak (giysi)