Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FLIP SOMEBODY OFF : English Turkish

v. bir insana nezaketsiz veya ağza alınmaz el işareti yapmak

FLIP THE COIN : English Turkish

v. parayı havaya atmak

FLIP THROUGH : English Turkish

sayfaları çevirmek

FLIP-FLOP : English Turkish

(Gayrı resmi) ani dönüş veya değiştirme (özellikle bir fikiri veya fikirden); ters çevirme; kanat çırpan şeyin sesi; arkası açık sırımla bağlı sandalet; iki faz arasında değişebilen ve bağlanabilen devre (Elektronik)

FLIPBOOK : English Turkish

n. sayfalar hızla hareket ettirildiğinde hareket ediyormuş gibi olan görüntler içeren küçük kitap

FLIPPANCY : English Turkish

n. küstahlık, saygısızlık, arsızlık, uçarılık, havailik

FLIPPANT : English Turkish

adj. saygısız, arsız, küstah, uçarı, hoppa

FLIPPANTLY : English Turkish

adv. saygısızca, arsızca, hoppaca

FLIPPED A COIN : English Turkish

yazı tura atan (birşeyin sonucunu belirlemek için, karar vermek için)

FLIPPER : English Turkish

n. yüzgeç (kaplumbağa vb.), kol, palet

FLIPPERS : English Turkish

n. dalış ayakkabısı türü (özellikle su altında); paletler, su altında yaşayan ve yüzmeye adapte olmuş hayvanların düz geniş organları; (Argo) eller

FLIPPING : English Turkish

n. lanetleme

FLIR : English Turkish

İleri bakışlı Kızılötesi Alıcı, elektromanyetik radyasyonu elektro optik sensorlar kullanımı ile sinyallere çevirerek bir nesnenin görüntüsünü yaratan aygıt

FLIRT : English Turkish

n. çapkın, flört, kur, macera

FLIRT : English Turkish

v. kur yapmak, flört etmek, çıkmak, fırlanmak, sallamak, fırlamak, sallanmak

FLIRT WITH : English Turkish

v. kırıştırmak

FLIRT WITH THE THOUGHT : English Turkish

fikirle oynamak, fikri göz önüne almak, fikrini hesaba katmak

FLIRTATION : English Turkish

n. flört, kur, macera, flört etme, kur yapma

FLIRTATIOUS : English Turkish

adj. fingirdek, oynak, çapkın

FLIRTATIOUSLY : English Turkish

adv. fingirdek bir şekilde, oynak bir şekilde, sevinçli bir şekilde, isevgiyle takılan bir tarzda

FLIRTATIOUSNESS : English Turkish

n. ayartıcılık, baştan çıkarıcılık, karşı cinsi cezbetmeye çalışma özelliği, oynaşma, naz, işve

FLIRTER : English Turkish

n. kur yapan kimse, sevgiyle takılan kimse

FLIRTING : English Turkish

n. flört etme

FLIRTINGLY : English Turkish

adv. kur yapan bir şekilde, aşıkane

FLIRTY : English Turkish

adj. flört etmeye meyilli, aşık, kur yapmaktan hoşlanan; kur yapma ile alakalı