Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FORTRAN : English Turkish

n. fortran, kullanımı kolaylaştırıcı sembolik programlama dili

FORTRESS : English Turkish

n. kale, hisar

FORTUITISM : English Turkish

n. gelişimin olumsal sonucuna inanç

FORTUITOUS : English Turkish

adj. tesadüfi, rastlantı sonucu, geçici

FORTUITOUSLY : English Turkish

adv. tesadüfen, rastlantı eseri

FORTUITOUSNESS : English Turkish

n. kazara olma özelliği, şans eseri olma vasfı

FORTUITY : English Turkish

n. rastlantı, tesadüf

FORTUNA : English Turkish

n. Fortuna, kadın ismi; soyadı; (Roma Mitolojisi) talih tanrıçası; Amerika Birleşik Devletleri'nde birkaç şehir ve kasaba ismi

FORTUNATE : English Turkish

adj. şanslı, tâlihli, bahtı açık, hayırlı, uğurlu

FORTUNATELY : English Turkish

adv. allah'tan, iyi ki, çok şükür, bereket versin ki

FORTUNATENESS : English Turkish

n. başarı, iyi şans

FORTUNE : English Turkish

n. Fortune, soyadı; Robert Fortune (
1880), Hindistan, Formoza ve Japonya gezilerinden getirdiği çok sayıda çiçek ve ağacı Avrupa'ya tanıtan İngiliz botanikçi ve gezgin

FORTUNE : English Turkish

n. şans, tâlih, uğur, kısmet, kader, baht, servet, zenginlik

FORTUNE COOKIES : English Turkish

talih pastaları, yiyen için içerisinde küçük bir kehanet içeren Çin pastası

FORTUNE HUNTER : English Turkish

servet avcısı

FORTUNE LISTING : English Turkish

n. Fortune listesi, Amerika Birleşik Devletleri'nde en büyük 500 sanayi şirketlerinin listesi

FORTUNE MAGAZINE : English Turkish

Fortune Dergisi, finansal ve ekonomik konuları ele alan Amerikan dergisi

FORTUNE TELLER : English Turkish

falcı, falcı kadın

FORTUNE TELLING : English Turkish

falcılık

FORTUNELESS : English Turkish

adj. şanssız, bahtsız, parasız

FORTUNES : English Turkish

n. gelecek olaylar, kader, talih, bir insanın başına gelen şey, kısmet, alın yazısı

FORTUNETELLER : English Turkish

n. başa gelecekleri söyleyen ve geleceği önceden haber veren kimse

FORTUNETELLING : English Turkish

n. başa gelecekleri söyleme ve geleceği önceden haber verme uygulaması

FORTY : English Turkish

n. kırk

FORTY FIVE MINUTES : English Turkish

45 dakika, bir saatin dörtte üçü