English
FRATERNIZING : English Turkish
n. dostça ilişki kurma, bir araya gelme, arkadaşlık etme
FRATRICIDAL : English Turkish
adj. kardeş katili, kardeşini öldürme ile ilgili, kardeşine karşı
FRATRICIDAL WAR : English Turkish
n. kardeş kardeşe savaş
FRATRICIDE : English Turkish
n. kardeş katili, kardeş katilliği
FRAU : English Turkish
n. Kadın, (Almanca) eş; kadın; evli bayana hitap ederken kullanılan ünvan
FRAUD : English Turkish
n. hile, hilekâr, hilebaz, hilekârlık, sahtekârlık, dolandırıcılık, dolandırıcı, sahtekâr, numaracı kimse
FRAUD SQUAD : English Turkish
dolandırıcılıkla ilgili polis dairesi, hileli işleri araştıran polis kuvvetleri departmanı
FRAUDULENCE : English Turkish
n. hilekârlık, sahtekârlık
FRAUDULENCY : English Turkish
n. hilekârlık, sahtekârlık
FRAUDULENT : English Turkish
adj. sahtekâr, dolandırıcı, hileli, sahte, hilebaz, hilekâr
FRAUDULENT BANKRUPTCY : English Turkish
hileli iflâs, hileli iflas
FRAUDULENT CONVERSION : English Turkish
zimmetine geçirme
FRAUDULENT ORDER : English Turkish
hileli sipariş, bir ürünü ödemeden edinmek niyeti ile yapılan satın alma emri
FRAUDULENT RECEIPT : English Turkish
sahte makbuz, sahte senet
FRAUDULENT REPRESENTATION : English Turkish
n. yalan beyan
FRAUDULENTLY : English Turkish
adv. hileli bir şekilde, namussuzca, hilekarlıkla; dolandırma veya aldatma niyeti ile
FRAUDULENTNESS : English Turkish
n. dolandırıcılık, sahtekarlık, düzenbazlık; aldatma niyeti olma durumu
FRAUDULET BANKRUPTCY : English Turkish
n. hileli iflas
FRAUGHT : English Turkish
adj. dolu, yüklü, endişe verici, rahatsız edici
FRAUGHT WITH DANGER : English Turkish
adj. tehlike dolu, tehlikeli, tehlike ile dolu olan
FRAULEIN : English Turkish
n. Fraulein, (Almanca) dul kadın; evli olmayan kadın; evli olmayan bayana hitap ederken kullanılan ünvan
FRAXINELLA : English Turkish
n. gazal otu, (Botanik) beyaz çiçekleri olan ve sıcak havada yanıcı buhar salgılayan uzun ömürlü bitki, geyik otu
FRAY : English Turkish
n. kavga, mücâdele, savaş, karışıklık
FRAY : English Turkish
v. yıpratmak, aşındırmak, yıpranmak, aşınmak, boynuz tüylerini dökmek (geyik)
FRAY OUT : English Turkish
v. yıpratmak, aşındırmak, yıpranmak, aşınmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani