English
FREE : English Turkish
adj. özgür, hür, kısıtlanmamış, masrafsız, bağımsız, serbest, muaf, samimi, açık, doğal, bedava, ücretsiz, parasız, vergiden muaf, boş, aletsiz
FREE : English Turkish
adv. serbestçe, ücretsiz, parasız
FREE ADMISSION : English Turkish
ücretsiz giriş
FREE AGENT : English Turkish
n. başına buyruk kimse, istediğini yapabilen kimse
FREE ALONGSIDE SHIP : English Turkish
gemi bordasında teslim, FAS, teklif edilen fiyat ücretsiz olarak gemiye teslim etme fiyatını içerir ancak gemiye yükleme ücreti dahil değildir
FREE AND CLEAR : English Turkish
üzerinde herhangi bir borç olmayan, ipotekli olmayan, hesabı kapatılmış, tamamen ödenmiş
FREE AREA : English Turkish
n. serbest bölge
FREE ARTIST : English Turkish
serbest sanatçı, sanat alanında derecesi olan sanatçı (kolejden, üniversiteden, vs.)
FREE AS A BIRD : English Turkish
kuş gibi özgür, tamamen serbest, tamamen özgür, zapt edilmemiş
FREE ASSOCIATION : English Turkish
serbest çağrışım, bilinçdışını hastanın düşüncelerinin değiştirilmemiş bir şekilde sözlü ifade etmekle gerçekleşen psikoanalitik inceleme yöntemi
FREE BACK : English Turkish
n. libero
FREE BORN : English Turkish
hür doğmuş, özgür doğmuş olma (kölelik veya bağımlılık ile doğmuş olmaya karşın)
FREE CAPITAL : English Turkish
serbest sermaye, bir işletme tarafından serbestçe kullanılabilecek para kaynakları ve mülkiyet
FREE CHOICE : English Turkish
serbest seçim, özgürce seçme veya hareket etme hakkına sahip olma
FREE CHURCH : English Turkish
devlete bağımsız kilise
FREE CITY : English Turkish
serbest şehir, uluslararası denetim altında kendi özerk hükümeti olan şehir
FREE CLIMBING : English Turkish
n. serbest tırmanış, çivili ayakkabı veya merdiven kullanmadan sadece elleri ve ayakları kullanarak yapılan dağ veya kayalıklara tırmanma yeri
FREE CONCERT : English Turkish
n. ücretsiz konser, giriş ücreti olmayan konser
FREE CONTENT : English Turkish
n. serbest içerik, içeriğinin başkaları tarafından ücretsiz olarak kullanılmasına, değiştirilmesi veya yeniden dağıtılması dahil yasal kısıtlama olmayan herhangi bilgi içeriği (yazılım, sözlük, ders kitapları, sanat eseri, vs. gibi)
FREE COUNTRY : English Turkish
özgür ülke, demokrasi, totaliter rejim tarafından yönetilmeyen ülke, kişinin seçme ve ifade özgürlüğü olan ülke
FREE ELECTRON : English Turkish
serbest elektron, atomdan ayrılmış olan elektron
FREE ENERGY : English Turkish
serbest enerji, kimyasal veya mekanik işlem tarafından üretilebilen maksimum enerji miktarı
FREE ENTERPRISE : English Turkish
hür teşebbüs
FREE ENTRANCE : English Turkish
serbest giriş, alınmayan giriş, ücretsiz giriş; davetsiz giriş izni
FREE FALL : English Turkish
serbest düşüş, sadece yer çekimi tarafından etkiyen hareket (Fizik); paraşüt açılmadan önce paraşüt atlayışının bir parçası
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani