Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FREE FALL PARACHUTE : English Turkish

serbest atlama paraşütü, paraşütçünün havada daha uzun süre kalmasına izin vermek ve gidişatını kontrol etmek için özel olarak tasarlanmış olan büyük paraşüt

FREE FALLING : English Turkish

serbest düşüş, hava dalışı, paraşütle atlama

FREE FIGHT : English Turkish

meydan kavgası

FREE FLOATING : English Turkish

serbestçe hareket edebilen, devamlı olarak belirli bir pozisyona sabitlenmemiş olan

FREE FOR ALL : English Turkish

meydan kavgası, herkese açık yarışma

FREE FORMAT : English Turkish

serbest biçim, yapısal olmayan format

FREE FROM BIAS : English Turkish

adj. tarafsız

FREE FROM TAINT : English Turkish

adj. kusursuz, taptaze

FREE GOODS : English Turkish

serbest mallar, vergilendirilmeyen ithal mallar

FREE HAND : English Turkish

tam yetki, hareket özgürlüğü

FREE HOUR : English Turkish

serbest saat, bir kimsenin yükümlülükleri veya sorumlulukları olmadığı saat

FREE JAZZ : English Turkish

serbest caz, 1950’li yıllarda başlayan ve doğaçlamaya önem veren caz müziği tarzı (Müzik)

FREE KICK : English Turkish

frikik [spor.], serbest vuruş

FREE LABOR : English Turkish

serbest işgücü, özgür insanlar tarafından yapılan iş (köleler tarafından yapılana karşın)

FREE LANCE : English Turkish

serbest çalışan, bir şirket tarafından devamlı olarak görevlendirilmeyen katkıda bulunan kimse, bağımsız; kiralık asker (Ortaçağ’da)

FREE LANCING : English Turkish

serbest çalışmak, bağımsız olarak çalışmak, bir şirket tarafından devamlı olarak görevlendirilmiş olamadan o şirket için çalışmak

FREE LIVER : English Turkish

n. keyfine düşkün olan kimse, yeme içme bağımlısı olan kimse

FREE LOVE : English Turkish

evlenmeden birlikte yaşama

FREE MARKET : English Turkish

serbest piyasa, aktif piyasa

FREE MARKET ECONOMY : English Turkish

n. serbest piyasa ekonomisi

FREE MOVEMENT OF GOODS : English Turkish

malların serbest dolaşımı, engellenmemiş ticari mal transferi

FREE OF CHARGE : English Turkish

edava, masrafsız

FREE ON BOARD : English Turkish

araçtan teslim, güvertede teslim, gemide teslim

FREE ONESELF : English Turkish

kurtulmak

FREE PARKING : English Turkish

n. ücretsiz park yeri