Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FREIGHTER : English Turkish

n. yük gemisi, şilep, kargo uçağı, yük gönderen kimse, yük gemisi işletmecisi

FREIGHTLINER : English Turkish

n. konteyner treni, yük taşımak için kullanılan kamyon veya tre, yük treni

FREIGHTLINER® : English Turkish

n. Freightliner®, yük konteynerleri taşıyan Birleşik Krallık tren ticari markası

FREMITUS : English Turkish

n. fremitus, titreme, hırıltı (Tıp)

FRENCH : English Turkish

n. fransız, fransızlar, fransızca

FRENCH : English Turkish

adj. fransızca ile ilgili, fransa ile ilgili, fransız

FRENCH : English Turkish

v. french, sebzeleri veya eti pişirmeden önce ince dilimlere kesmek; et veya pirzoladan iç yağı veya kemik kesmek; (Argo) Fransız öpücüğü uygulamak; (Halk Argosu) bir kişiye oral seks yapmak

FRENCH AND INDIAN WARS : English Turkish

Fransa ve Hint Savaşları, 1689 ile 1763 yılları arasında Kuzey Amerika'nın kontrolü için İngiltere ve Fransa arasında olan bir savaşlar dizisi

FRENCH BARLEY : English Turkish

n. frenk arpası

FRENCH BEANS : English Turkish

n. taze fasulye

FRENCH BREAD : English Turkish

Fransız ekmeği (francala), dar uzun ekmek, baget

FRENCH CANADIAN : English Turkish

n. Fransız Kanadalı, Kanada'da bulunan Fransız göçmenlerinin soyundan olan ve anadili Fransızca olan Kanadalı

FRENCH CHALK : English Turkish

terzi tebeşiri, terzi sabunu

FRENCH CUISINE : English Turkish

Fransız mutfağı, Fransız yemekleri, Fransız yemek pişirme usulü

FRENCH DOORS : English Turkish

alkon kapısı

FRENCH DRESSING : English Turkish

Fransız usulü salata sosu, bir salata sosu çeşidi

FRENCH FRANC : English Turkish

n. Fransız Frankı, Fransa'da eski para birimi

FRENCH FRIED POTATOES : English Turkish

n. patates kızartması

FRENCH FRIES : English Turkish

patates kızartması

FRENCH GUIANA : English Turkish

n. Fransız Gine’si, Güney Amerika'nın kuzeydoğu kıyısında bulunan Fransız toprakları

FRENCH GUINEA : English Turkish

Fransız Gine’si, Gine, batı Afrika'da bulunan eski Fransız toprakları

FRENCH HORN : English Turkish

Fransız kornosu, trompetten daha alçak ve tubadan daha yüksek olan pirinçle yapılmış nefesli çalgı

FRENCH KISS : English Turkish

Fransız öpücüğü, dil teması içeren açık ağız öpücüğü

FRENCH LEAVE : English Turkish

sıvışma, izinsiz ayrılma

FRENCH LETTER : English Turkish

prezervatif