Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GENERAL STAFF : English Turkish

genel kurmay

GENERAL STAFF BRANCH GHQ : English Turkish

GHQ genelkurmay başkanlığı şubesi, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin savaş planlamasından sorumlu olan bölümü

GENERAL STAFF OFFICER : English Turkish

kurmay subay, kuvvetlerin planlaması ve kontrolünde komutana yardımcı olan görevli

GENERAL STAFF ORDERS : English Turkish

Genelkurmay Talimatları, genelkurmay başkanı tarafından bildirilen İsrail'in askeri hareketlerini belirleyen talimatlar

GENERAL STORE : English Turkish

market, çok çeşitli ürünler satan küçük perakendeci dükkan

GENERAL STRIKE : English Turkish

genel grev

GENERAL SUHARTO : English Turkish

n. General Suharto, Haji Mohammad Suharto (
2008), Endonezyalı ordu komutanı,
1998 yılları arsında Endonezya eski cumhurbaşkanı (32 yıllık görevden sonra 1998'de yolsuzluk iddiaları nedeniyle baskı altında kalıp istifa etti)

GENERAL THEORY OF RELATIVITY : English Turkish

genel görecelik kuramı, genel görelilik, yer çekimi ve ivme teorisi

GENERAL TOMMY R. FRANKS : English Turkish

n. General Tommy R. Franks, (1945 doğumlu) ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı Başkomutanı, Irak'ın Özgürlüğü operasyonunu yürüten Amerikan askeri birliklerinden sorumlu olan dört yıldızlı general

GENERAL ZIONISTS : English Turkish

Genel Siyonistler, dindar ya da sosyalist olmayan Siyonist gruplar

GENERAL-SERVICE CORPS : English Turkish

genel hizmet sınıfı, uzmanlaşmış teşkilatta hizmet vermeyen tüm askerleri kapsayan kolordu

GENERALISABLE : English Turkish

adj. genellenebilir, genelleştirilebilir; genel kurala dahil edilebilir; bir demecin genel formatına indirilebilir (ayrıca generalizable)

GENERALISATION : English Turkish

n. genelleme, genelleme eylemi; genel bildiri veya sonuç; (Psikoloji) yeni uyarıcıya benzer uyarıcıya olduğu gibi tepki gösterme (ayrıca generalization)

GENERALISE : English Turkish

v. genellemek, genel veya belirsiz açıklamalar yapmak; genel prensip oluşturmak; bitirmek, sonuç çıkarmak; genel olarak uygulanabilir hale getirmek; bir şeye genel nitelik vermek (ayrıca generalize)

GENERALISSIMO : English Turkish

n. başkomutan

GENERALIST : English Turkish

n. kültürlü kimse, genel kültürü kapsamlı kimse

GENERALITY : English Turkish

n. genellik, yaygınlık, çoğunluk, belirsizlik, genel konu

GENERALIZABLE : English Turkish

adj. genellenebilir, genelleştirilebilir; genel kurala dahil edilebilir; bir demecin genel formatına indirilebilir (ayrıca generalisable)

GENERALIZATION : English Turkish

n. genelleme, genelleştirme

GENERALIZE : English Turkish

v. genellemek, yaygınlaştırmak, genelleme yapmak

GENERALIZED : English Turkish

adj. genellenmiş, genelleştirilmiş, genel olarak uygulanmış

GENERALIZER : English Turkish

n. genelleme yapan kimse, genelleştiren kimse, genellemeler yapan kimse

GENERALLY : English Turkish

adv. genel olarak, genelde, genellikle, çoğunlukla, ekseriya, ana hatlarıyla, çoğunluk tarafından

GENERALLY ACCEPTED ACCOUNTING PRINCIPLES : English Turkish

Genel Kabul Gören Muhasebe İlkeleri, geleneksel olarak kabul edilmiş olan muhasebe ana fikirleri (muhasebe mesleğini yöneten organ tarafından belirlenen), GAAP

GENERALLY RECOGNIZED AS SAFE : English Turkish

genellikle güvenilir olarak kabul edilen, GRAS, zararsız, bir kimsenin sağlığı için tehlikeli olmayan (Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu tarafından tehlikesiz kabul edilen gıda katkı maddelerine tahsis edilen etiket)