Multilingual Turkish Dictionary English

GENUINE ARTICLE : English Turkish

ir şeyin hakikisi, bir şeyin orijinali, "gerçek şey"

GENUINE DIAMOND : English Turkish

hakiki elmas, gerçek pırlanta

GENUINE LEATHER : English Turkish

n. gerçek deri

GENUINE PEACE : English Turkish

hakiki barış, kalıcı barış, gerçek barış

GENUS PANTHERA : English Turkish

n. Panthera cinsi, büyük kedigiller familyası (leoparlar, kar leoparları, aslanlar, jaguarlar, kaplanlar, sivri ve keskin dişli kaplanlar, çitaları dâhil eder)

GEOBOTANIST : English Turkish

n. jeobotanik uzmanı, jeobotanik araştırmaları yapan kimse, bitki coğrafyası uzmanı

GEOBOTANY : English Turkish

n. jeobotanik, bitkiler biyojeografisi, bitki coğrafyası, bitkilerin coğrafi dağılımını inceleyen bilim dalı

GEOCENTRIC SYSTEM : English Turkish

geosentrik sistem, dünyayı merkez alan evren teorisi, dünyanın evrenin merkezi güneş ve gezegenlerin de onun etrafında döndüklerini kabul eden sistem

GEOCENTRICALLY : English Turkish

adv. geosentrik bir şekilde, (Astronomi) yermerkezli bir biçimde (Dünyayı evrenin merkezi olarak düşünerek)

GEOCHEMICAL : English Turkish

adj. jeokimyasal, jeokimya ile ilgili, yerkabuğunun kimyasal bileşiminin incelemesi ile ilgili

GEOCHEMIST : English Turkish

n. jeokimya uzmanı, yerkabuğunun kimyasal bileşimini inceleyen kimse

GEOCHEMISTRY : English Turkish

n. jeokimya

n. Geocities, sanal şehirler şeklinde yapılmış olan ve kullanıcıya çeşitli hizmetler ve bilgiler sunan büyük İnternet sitesi, (genellikle değişik konularda ana sayfa yaratma ve gösterme imkanı ücretsizdir)