English
GETTING TENURE : English Turkish
kadrolu olmak, bir kamu kuruluşunda daimi olarak görevlendirilmek
GETTING TIRED : English Turkish
yorulmak, yorgun olmak, yorgun düşmek
GETTING TO KNOW BETTER : English Turkish
daha iyi öğrenmek, deneyimle öğrenmek
GETTING TOGETHER : English Turkish
toplanma
GETTING UP EARLY : English Turkish
erken kalkmak, sabah erken kalkmak, erken uyanmak
GETTING USED TO : English Turkish
alışma, alışmak, uymak, adapte olmak
GETTING WELL : English Turkish
durumu iyiye gitmek, hastalıktan iyileşmek
GETTING WET : English Turkish
ıslanma
GETTYSBURG : English Turkish
n. Gettysburg, güney Pensilvanya'da bulunan şehir (ABD), Gettysburg Muharebesi'nin mevki (İç Savaş'ın en büyük mücadele)
GETTYSBURG ADDRESS : English Turkish
n. Gettysburg Konuşması, 19 Kasım 1863'te Gettysburg Ulusal Mezarlığı'nda ithaf etme sırasında Cumhurbaşkanı Abraham Lincoln'un İç savaş hakkında yaptığı ünlü konuşma
GETTYSBURG NATIONAL CEMETERY : English Turkish
n. Gettysburg Ulusal Mezarlığı, Gettysburg'da bulunan mezarlık (Pensilvanya, ABD)
GETUP : English Turkish
n. kılık, dış görünüş (Argo); kıyafet (Argo); moda (Argo); stil, format
GEULA : English Turkish
n. Geula, kadın ismi (İbranice)
GEUM : English Turkish
n. geum, karanfil otu, tüy yapraklı ve renkli çiçekli olan gül familyasına ait uzun ömürlü bitki; beyaz çiçekleri olan dağ çalısı
GEWGAW : English Turkish
n. ıvır zıvır, ufak tefek şeyler
GEYSER : English Turkish
n. gayzer, sıcak su kaynağı, şofben, termosifon
GEZERNET : English Turkish
n. Gezernet, Gezer Kibutsu temel alan İnternet hizmeti (İsrail); bu İnternet hizmet sağlayıcısının alan adı
GF : English Turkish
kız arkadaş, bayan romantik partner, kadın yoldaş; bayan arkadaş, bayan ahbap (İnternet Argosu)
GFN : English Turkish
şimdilik gidiyorum, hoşça kal, oturumu kapatıyorum (İnternet kısaltması)
GFR : English Turkish
Grim File Reaper, sabit diskten dosyaları otomatik olarak kaldıran LISP-makinesi hizmet programı (Bilgisayar)
GFR : English Turkish
glomerül filtrasyon hızı, böbreklerin atık filtrasyonu ve çıkarma ölçümü (Medikal)
GHANA : English Turkish
n. Gana
GHANAIAN : English Turkish
n. Ganalı, Gana yerlisi ya da vatandaşı (batı Afrika'da bir ülke)
GHANAIAN : English Turkish
adj. Gana'ya özgü, Gana'ya ait ya da Gana ile ilgili olan (batı Afrika'da bir ülke)
GHANAIAN CEDI : English Turkish
n. Gana cedi, cedi, Gana'da para birimi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani