Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GIPPO : English Turkish

n. çorba, aşçı

GIPPY : English Turkish

adj. hastalıklı, (Argo) mide bulandırıcı (mide veya bağırsak bozukluğu gibi)

GIPSIES : English Turkish

n. çingeneler

GIPSY : English Turkish

n. çingene, çingene dili

GIPSY : English Turkish

v. çingene gibi yaşamak, bohem hayatı sürmek

GIPSY KINGS : English Turkish

n. Gipsy Kings, rock and roll çalan Fransız romanlarından oluşan ünlü müzik grubu

GIPSYDOM : English Turkish

n. çingene alemi, çingeneler, çingenelik

GIRAFFE : English Turkish

n. zürafa

GIRAFFITI : English Turkish

n. giraffiti, son derece yüksek yerlere sprey boya ile boyanmış veya resim yapılmış duvar yazıları

GIRANDOLE : English Turkish

n. şamdan (kollu), fişek, fıskiye (döner), sallantılı küpe

GIRARD : English Turkish

n. Girard, erkek ismi; soyadı

GIRASOLE : English Turkish

n. opal

GIRD : English Turkish

v. kemerle bağlamak, sarmak, donatmak, kuşatmak, çevresini sarmak, süslemek

GIRD AT : English Turkish

v. alay etmek

GIRD AT SMB : English Turkish

v. alay etmek

GIRD UP ONE'S LOINS : English Turkish

üyük bir işe hazırlanmak, hazırlanmak, paçaları sıvamak

GIRDED : English Turkish

adj. kuşatılmış, kuşak kemer veya ona benzer bir şeyle çevrelenmiş veya bağlanmış (özellikle vücudun bir bölümüne)

GIRDED HIS LOINS : English Turkish

kolları sıvadı, kendini harekete geçmek için hazırladı

GIRDER : English Turkish

n. kiriş, taban

GIRDER BRIDGE : English Turkish

n. kirişli köprü

GIRDER CONSTRUCTION : English Turkish

kiriş yapısı, çelik kirişler iskeleti ile yapılmış bina

GIRDLE : English Turkish

n. kemer, kuşak, korse, eklem desteği

GIRDLE : English Turkish

v. kuşak ile sarmak, kuşatmak, çevrelemek

GIRDLED : English Turkish

adj. kuşaklı

GIRL : English Turkish

n. kız, kız arkadaş, sevgili, hizmetçi kız