Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GIVE A THOUGHT : English Turkish

v. düşünmek

GIVE A THRASHING : English Turkish

v. dayak atmak

GIVE A TINKLE : English Turkish

v. telefon etmek

GIVE A TOAST : English Turkish

v. kadeh kaldırmak

GIVE A TRY : English Turkish

denemek, girişimde bulunmak, uğraşmak, çabalamak

GIVE A VOICE TO : English Turkish

dile getirmek, açıkça söylemek, fikrini belirtmek

GIVE A WARM : English Turkish

v. ısıtmak

GIVE A WHISTLE : English Turkish

ıslık çalmak

GIVE A WIDE BERTH TO : English Turkish

uzak durmak, yanına sokulmamak

GIVE A WRENCH TO : English Turkish

v. ters anlamak, yanlış yorumlamak

GIVE ABSOLUTION : English Turkish

günahı bağışlamak, günahları affetmek

GIVE ADVICE : English Turkish

nasihat vermek, öğüt vermek, tavsiye vermek

GIVE AFFRONT TO : English Turkish

v. hakaret etmek, herkesin içinde hakaret etmek, küçük düşürmek

GIVE AN ACCOUNT OF : English Turkish

hesap vermek

GIVE AN ACCOUNT OF ONESELF : English Turkish

v. yaptığının hesabını vermek, nerede ne yaptığını anlatmak

GIVE AN ASSURANCE : English Turkish

teminat vermek, söz vermek

GIVE AN EAR : English Turkish

v. kulak vermek, kulak asmak, dikkatlice dinlemek; ilgilenmek

GIVE AN EXCUSE : English Turkish

mazeret göstermek

GIVE AN EYE TO : English Turkish

göz atmak, gözkulak olmak

GIVE AN INJECTION : English Turkish

v. iğne yapmak

GIVE AN OPPORTUNITY : English Turkish

fırsat vermek, şans tanımak

GIVE AN ORDER : English Turkish

sipariş vermek, ısmarlamak

GIVE AN UNDERTAKING : English Turkish

v. taahhüt etmek, vââd etmek, söz vermek

GIVE AND TAKE : English Turkish

uzlaşma, karşılıklı fedakârlık, al gülüm ver gülüm, fikir alışverişi

GIVE ANOTHER TURN TO THE SCREW : English Turkish

durumu daha da zorlaştırmak, baskıyı arttırmak