Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GIVE ME A BREAK : English Turkish

hadi canım!, yok artık!, daha neler!, üstüme gelme

GIVE ME A TICKET IN THE CENTER STAND, PLEASE : English Turkish

orta tribünde bir bilet verin lütfen

GIVE ME EXTENSION 212, PLEASE : English Turkish

212 no.lu dahili hatı bağlayın lütfen

GIVE ME SEVERAL SLICES OF BACON, PLEASE : English Turkish

irkaç dilim domuz pastırması verin lütfen

GIVE ME SEVERAL SLICES OF CHEESE, PLEASE : English Turkish

irkaç dilim peynir verin lütfen

GIVE ME SEVERAL SLICES OF HAM, PLEASE : English Turkish

irkaç dilim jambon verin lütfen

GIVE ME SEVERAL SLICES OF SALAMI. PLEASE : English Turkish

irkaç dilim salam verin lütfen

GIVE ME SOME TIME : English Turkish

ana biraz zaman ver, belli bir zamana ihtiyacım var (düşünmek, karar vermek, bir projeyi bitirmek, vs. için)

GIVE MEDICATION INTRAVENOUSLY : English Turkish

ilaçları entrevenöz olarak vermek, ilaçları iğne ile kişinin damarından vermek

GIVE MONEY : English Turkish

v. para vermek

GIVE MY LOVE TO : English Turkish

-e sevgilerimi söyle,
e sevgilerimi ilet,
e selam söyle

GIVE NO QUARTER : English Turkish

n. aman vermemek, canını bağışlamamak

GIVE NO RESPITE : English Turkish

soluk aldırmamak, göz açtırmamak

GIVE NOTICE : English Turkish

önceden haber vermek, uyarmak

GIVE NOTICE OF APPEAL : English Turkish

v. temyize gitmek, temyiz başvurusu yapmak

GIVE NOTICE OF MOTION : English Turkish

v. önerge vermek, yasa teklifi sunmak

GIVE OCCASION TO : English Turkish

-e sebebiyet vermek, sebep olmak veya meydan vermek; fırsat vermek; neden olmak, yol açmak

GIVE ODDS : English Turkish

avans sayı vermek

GIVE OFF : English Turkish

yaymak, çıkarmak, kaçırmak

GIVE OFFENSE : English Turkish

kırmak, gücendirmek, darıltmak

GIVE ONE A LEAD : English Turkish

yönlendirmek yol göstermek, yöneltmek; ipucu almak

GIVE ONE A MISS : English Turkish

irini es geçmek, biriyle karşılaşmadan kaçınmak

GIVE ONE A PAIN : English Turkish

irine acı vermek, birine eziyet vermek, keder ve ıstırap çekmesine neden olmak

GIVE ONE PAUSE TO : English Turkish

irini düşündürmek, birini endişelendirmek, birinin durup düşünmesine neden olmak

GIVE ONE ROPE : English Turkish

irini kendi haline bırakmak, birine çalışma özgürlüğü vermek